Yabanarılarının umumiyetle dikey ve gümeçleri alt tarafta olan kâğıdımsı peteklerinin aksine, balarılarının mumdan petekleri yataydır; gümeçler, aradaki çeperleri ortak, her iki yana dizilmiştir. Larvaların yetiştirilmesi maksadıyla ve aynı zamanda çiçek tozlarının ve balın biriktirilmesi için aynı cins gümeç kullanılır. Bir kovanda kraliçe arı, peteğin orta kısmına yumurtalarını bırakır; ancak bunun dışında kalan gümeçlere bal ve çiçek tozu doldurulur. İşçi arılardan daha büyükse olan erkek anlar için ekseriyetle peteğin alt kısmında daha büyük gümeçler yapılır. Kraliçe arının yetişmesi için de peteğin alt veya yan kenarında daha genişçe gümeçlerden küme teşkil edilir. Bu kümedeki gümeçlerin çeperleri, kenarları aynı uzunlukta altıgen prizma şeklindedir.
Hâlbuki bu gümeçler, yabanarılarınınki veya bizzat arıbeylerinin yumurtaları için yaptıkları gibi yuvarlak çeperlerden olabilirdi. Gümeçler başka geometrik figürlere de benzeyebilirdi. Fakat yuvarlak, sekiz veya beş köşeli gümeçlerde kullanılmayan yerler kalacağından bu, yer israfı olurdu; bu durumda ayrıca her gümeç için tamamen veya kısmen müstakil bir çeper yapmak zorunda kalınacağından bu, aynı zamanda malzeme israfı da olacaktı.
Üç, dört veya altıgen gümeçlerde ise bu mahzurlar ortadan kalkar ve bu gibi gümeçler, derinlikleri aynı olduğundan aynı miktar bal istiab ederler, fakat altıgen olanların çevresi en küçüktür. Demek ki aynı kapasiteye sahip altıgen bir gümecin teşekkülü için üçgen veya dörtgeninkinden daha az malzeme, yani balmumu lüzumludur. O halde altıgen gümeçler, bal depolamak için en iktisat ve en ekonomik şekildir.
Altıgen prizmalar umumiyetle iki dikey kenarlı olacak şekilde kurulur. Nadiren iki yatay kenarlı gümeç peteklerine rastlanabilir. Araştırma neticelerine göre, hem iki dikey, hem de yatay çeperli gümeçlerin statik ve mukavemet hususiyetleri aynıdır. Peteğin stabilitesinde gümeç diplerinin şekil ve derinliği ve diğer gümeçlerle birleşme şekli de büyük ehemmiyet arzeder. 37x22,5 cm.lik bir petek 2 kg.dan fazla bal ihtiva edebilir. Böyle bir peteğin imali için arılar sadece 40 gr balmumu kullanmaktadır.
Petek imali ihtiyaca göre süratle yapılır. İşçi balarıları çalışırken halkalar şeklinde birbirine asılır, 35°C sıcaklık muhafaza edilecek şekilde sık topak veya salkım teşkil ederler. Bu sıcaklık, balmumu ifrazı için lüzumlu sıcaklıktır. Balmumu, gövdenin alt kısmında dört segmente bitişik bezeler vasıtasıyla teşekkül ettirilir; segment ucundan karın pulunun altına iki pulcuk şeklinde çıkar. Balarısı bir pulcuğu alıp işlemek için arka bacağının çok büyük olan ayağını kullanır. Bacağın iç tarafında çiçek tozu toplamaya yarayan fırça vardır. En son kıl dizisi ile balmumu pulcuğu şişlenerek bezelerin içinden çekilir, ön bacak ve çenelere iletilir. Ağzın önünde bir salgı bezinden gelen özle karıştırılır ve çiğnenerek şekil verilir. Salkımdaki sıcaklık sebebiyle balmumu homojenleşir, şekillendirmesi çok kolay plastik hüviyet kazanır.
Peteğin yapılmasına, yukarıdan, kovanın üst kısmından, mutad arı kovanlarında ise bir petek çerçevesinin üst kirişinden iki- üç ayrı yerden başlanır ve aşağıya doğru iki-üç dil şeklinde petek örülür. Gümeçler ardı ardına örülmez. Evvelkilerin yan çeperleri yükseltilirken alt tarafa doğru başkaları da eklenir.
Bir petek dili her iki yana doğru genişlerken önce tabanları birleşir, sonra daha aşağıya doğru temas ve birleşme devam eder. Bu iş gayet ahenkli ve intizamlı olur; öyle ki peteğin müstakil iki-üç parçadan meydana getirildiğini fark etmek mümkün değildir. Peteğin bu hale gelişi, yarım dakika ire ile çalışan birçok arıyı bir gümecin yapılışı esnasında görünce daha da cazip bir hüviyet kazanır. Gümeç barizleştiğinde her arı işin hangi safhaya geldiğini araştırır ve işi kaldığı yerden alır yürütür.
Gümeçler önceden en münasip şekliyle başlanarak yapılır. Umumiyetle tabanın eşkenar dörtgen şeklindeki üçte bir parçasından ve bunun iki dış kenarı üstünde yükselen iki gümeç çeperinden aşlanır. Müteakiben tabana ikinci bir eşkenar dörtgen ve iki gümeç çeperi daha kurulur. Daha sonra üçüncü bir eşkenar dörtgen ve iki çeper daha eklenir. Yapılan çeperler arasındaki açıklık 120°’dir. Diğer çeperleri işlemek üzere yedek olarak çeperlerin üst kenarını örten balmumu halkası da altıgen şeklindedir; bu şekil, tabaka kaldırıldığında hemen görülür. Arıbeyleri için yapılan gümeçlerde de durum aynıdır. Yaban arılarının dikey kâğıtsı petek gümeçleriyle, tropik yaban arılarının toprağı işleyerek yaptıkları gümeçler de aynı şekildedir.
Balarılarının yaptığı bu sabit altıgen şekiller, erkek ve işçi arılar için yapılan gümeçlerin değişik ölçülerde ve çeperlerin çok ince olması, ayrıca düzenli oluşları elbette kendiliğinden olur işler değildir; daha baştan belli bir hedefe doğru çalışıldığını gösterir.
Gümeç tabanından ağzına doğru yatay eksenden 13°lik bir yükselme ile balın akıp gitme tehlikesi rahatça önlenebilmektedir. Çeperlerin birbirine uzaklığı 5,2 mm, erkek arı gümeçlerinde ise 6,2 mm kadardır.Çeperler binde 73 mm kalınlıkta ve hayret verici bir çalışma ile yapılır; bu arada tolerans binde 2 mm yi geçmez. Mum azami tasarruf prensiplerine muvafık kullanılır. Benzer işlerde insanların gönyemetre ve masdar kullandığı malumdur. Peki ya arıların ölçü aletleri nerelerindedir?
Yerçekimini tayinde arı, şakul olarak kendi başını kullanmaktadır. Göğüs kafesinden öne uzanan iki mil üzerine oturan başın ağırlık merkezi mafsallı birleşim yerinden daha aşağıdadır. Gövdesi aşağıda, başı yukarıda olduğundan yerçekimi, başın daha büyükçe olan alt kısmını göğse doğru; başı aşağıda olduğunda ise diğer kısmını sırta doğru çeker. Dikey veya eğik her durumdaki dönüş hareketleri başı taşıyan milde mevcut bir grup çok hassas hissetme fırçacıkları tarafından kaydedilir. Böylece dönüş hareketlerinin fırçacıkların yatağına yaptığı basınca göre arılar hem kendi, hem de aşağıya doğru işledikleri peteklerin durumlarını kontrol ederler.
Birçok zahmetlere katlanılarak bir kovan arılarının bu hissetme fırçacıkları üstüne, soğuduğunda sertleşen balmumu-kolofan karışımı görülmüş; arıların yine uçtuğu, çiçek tozu topladığı, fakat 14 gün içinde ancak düzensiz üç gümeç yapabildikleri; ısındıkça karışım eridiğinde hissetme fırçacıkları faaliyete başlayınca gümeçlerin normale döndüğü görülmüştür.
Arıların, gümeç büyüklüğünü, çeperlerin açı ve uzunluklarını hangi aletle ayarladıkları hususuna gelince: Kraliçe arılar, erkek arı çıkacak olan telkih etmedikleri yumurtaları daha büyük gümeçlere; çıkmakta olan yumurtalara sperm muhafazalarının çıkış yerinden sperm hücreleri salarak telkih ettikleri, dişi arı çıkacak olan yumurtaları ise daha küçük gümeçlere bırakır. Ön bacaklarının uç kısımları kesildiğinde ise yumurtalama işi yine devam eder, fakat artık büyük ve küçük gümeçleri ayırt edemez. Demek ki gümeç büyüklüğü, çeperlerin mesafesi ön ayaklarla ölçülmekte ve ayarlanmaktadır.
Petek gümeçlerinin kalınlığı ise antenlerinin ucundaki, uçlarında kıvrık fırçalar bulunan d2ire şeklinde üç dokunma hücresi grubu ve her dairenin merkezinde bir hissetme hücresi ve bunun da ucunda çepere batırılan incecik bir fırça ile ayarlanır. Bu organlar iptal edildiğinde bu ince sanatlı iş de ortadan kalkar. Yine çeper yapılabilir, fakat bazı yerler çok kalın, bazı yerler pek ince olur.
Arıların, peteklerini manyetik alana göre belli bir istikamette yaptığını arıcılar pekiyi bilir, kovanları ve içindeki çerçeveleri buna göre yerleştirirler. Çerçevesiz, yuvarlak ve giriş deliği alt taban merkezinde olan hususi bir kovana taşınan arılar bile bu istikametten pek az (8°lik) bir sapma göstermişlerdir. Birinci kovanda durum böyle iken araya bu istikametten 400 farklı kuvvetli bir mıknatıs ve ikinci bir kovan yerleştirilse, peteklerin istikametleri bu defa 40°lik sapma gösterecektir. Ağaç kovuklarında ve mağara oyuklarında da bal peteği dizilerirjin aynen normal istikametde olduğu görülür. Arıların bu manyetik alana göre peteklerini hangi güçle ayarladıklarını henüz bilmeyen ilim yarın bununla ilgili bir organ veya his bulsa bile, ilme yakışan en edepli hal bütün bu ince sanatlı işlerin arının kendisinden olmadığını teslim etmek, bu mükemmel işleri arıya yaptıran Zat’ı bulmak ve O’na gereken muhabbeti göstermek olacaktır.
Bu kadar esrarengiz bu kadar harikulade işler, arıların dışında birisi tarafından yapılsa gerektir.
[ Ekleyen (Oltulu) | 30.10.2010 13:28:10 | Okunma : 492 ]
Oy : 0-Puan : 0
|
|