Nükleer enerji denilince aklımıza Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan atom
bombaları, Çernobil'deki nükleer santral kazası ve nükleer atıklar
gelir. Nükleer enerji ve onun sonucu radyasyon iyi amaçlarla
kullanılmadıkları zaman insan neslini dünyadan silebilecek kadar teh
likelidirler.
Kontrol altında kullanıldıkları zaman ise insan yaşamını
iyileştirmekten sağlığa kadar bir çok konuda insanlığa bahşedilmiş birer
lütufturlar. ..
.Nükleer enerjinin esasını anlamak için çok
fazla fizik, kimya, matematik bilmeye gerek yoktur. Nasıl odun, kömür,
petrol ürünleri kullanarak ısı enerjisi elde ediyorsak nükleer enerji de
öyledir..
Nükleer santralarda kullanılan yakıtın en bilineni
uranyumdur. Uranyum santralde başka bir yakıta dönüşürken ortaya müthiş
bir ısı çıkar. Bu ısı reaktörün etrafında dolaştırılan suyu buhar haline
çevirir. Türbinlere verilen buhar da türbinleri çevirir. Sonunda
türbinler de kendilerine bağli elektrik jeneratörlerini çevirerek
elektrik üretirler. Prensip, nükleer enerji ile çalışan uçak gemilerinde
de, denizaltılarda da aynıdır.
Gelelim radyasyona... Uranyum
gibi kararsız elementler gerek atomik yapılarına müdahale edilerek
gerekse tabiattaki halleri ile bir başka elemenle dönüşebilirler. Yani
tarihte kurşundan altın elde etmek için uğraşan simyacıların
başaramadıkları işin benzeri uranyumda kendi kendine oluşur.
Bu
dönüşüm işi olurken uranyum atomunun içindeki bazı parçacıklar da ışık
olarak yayılırlar. Yani radyasyon bir ışıktır. Sadece atom bombasından,
nükleer atıklardan çıkmaz tabiatta da bol miktarda vardır. Yalnız ışıma
yolu ile değil besinler yolu ile de vücuda girebilir.
Radyasyon
olayında üç ana ışık türü vardır: Alfa, beta ve gama. Alfa ışınları
deriden geçemezler, beta ışınları deriden çok az miktarda geçebilirler,
gama ışınları ise deriden ve vücuttan geçebilirler. Alfa ve beta
ışınları sadece yoğunlaştıkları organ üzerinde tahribat yaparlarken gama
ışınları tüm organlara zarar verirler. Tabii bu arada ışına maruz,
kalma süresi de önemlidir.
Vücudumuz hücrelerden, hücreler
moleküllerden, moleküller de atomlardan meydana gelirler. Bu radyasyon
ışınları isabet ettikleri atomların yapılarını bozarak sonunda
hücrelerin ölmelerine sebep olurlar. Vücut için sürekli gerekli olan
hücre üreme mekanizmasını bozarlar, vücudun direncini yıkarlar.
Aslında
günlük yaşantımızda radyasyonla iç içe yaşıyoruz. Radyasyon her an her
yerde vardır hatta Güneş ışığında bile. Yaz mevsiminde deniz kenarında
yapılan bilinçsiz güneşlenmelerde isteyerek aldığımız radyasyonun etkisi
cilt kanserine yol açabilecek kadar teh
likeli olabilir.
Radyasyonun
insan bünyesi için faydalı olduğu durumlarda vardır. Kanserin ışınla
tedavisi, enfraruj ve ultraviyole tedavileri, lazerin tıpta kullanılması
gibi