Güneş Tutulmaları ve Depremler
Bir tarafta olağanüstü bir gök olayı, Güneş Tutulmaları, diğer tarafta yıkıcı bir doğa olayı depremler!
Her deprem olduğunda yerbilimleri hakkındaki bilgilerimizin ne denli yetersiz ve bazen yanlış olduğunu anlarız. Yazılanlar, tartışılanlar yabancı gelir. Bilimsel ortamda tartışılanlar bile anlaşılamazlar çoğu kez. Yeryüzünün bilmem kaç km altındaki kaya yapıdaki olayları, hareketleri görmeden, bilmeden, sadece ölçülebilir nicelikleri değerlendirerek bazı; sonuçlara varılıyor, değerlendirmeler yapılıyor, öngörülerde bulunuluyor. En gelişmiş teknolojiye sahip ülke bilim adamları bile depremlerin ne zaman ve hangi büyüklükte olacağı konusunda tahminde bulunamıyorlar henüz. Gözlemler ve ölçümlerin değerlendirme ve yorumları ile uyarılarda bulunuyorlar. Deprem nedir bilelim, depremle yaşamayı öğrenelim...Öte yanda bir gök olayı... Ne olduğu, nasıl olduğu, geometrisi çok iyi bilinen, saniyelerden duyarlı zamanlamaları ile Güneş Tutulmaları. Yerkürenin neresinde, kaç saniye gözlenecek, yüz yıl sonra ne zaman olacak biliyoruz...Gözlem olanaklarının gelişmesi ve yeni gözlemler ile yeni bilgiler edinmeye çalışıyoruz Güneşimiz hakkında. Gün ortasında alacakaranlığı yaşıyoruz, parlak yıldızları ve gezegenleri görebiliyoruz. 11 Ağustos 1999 Tam Güneş tutulmasını izledikten bir hafta sonra yaşadığımız depremin yaralarını hala saramadığımız ortada. Astronomi bilgilerimizdeki eksiklikler nedeni ile deprem sırasında gözlenenleri yanlış yorumladık. Deprem sırasında gökyüzünde yıldızlar birden parladı! Halbuki yanlış aydınlatmalar sonucu yıldızları görmemizi engelleyen ışık kirliliği, deprem sırasında elektriklerin kesilmesi ile ortadan kalkmıştı sadece. Ama en acımasız olanı, depreme Güneş Tutulması'nın neden olduğu şeklinde yazılanlardı. Güneş tutulması sırasında Ay ve Güneş aynı çizgi üzerinde oldukları için çekim etkisi artmış ve yer kabuğunu yerinden oynatmıştı sözde. Bu açıklama halk arasında büyük etki yaratmıştı. Jeofizikçiler, gökbilimcilerin bu konudaki açıklamalarından çok bu tür senaryolar yer almıştı basında.
29 Mart 2006 tarihinde yine bir Tam Güneş tutulması izleyeceğiz. Hem de Dünya üzerinde en iyi gözlenebilecek yerlerin başında ülkemiz geliyor. Bu konuda tüm uyarılara karşın tanıtım konusunda çok yetersiz kaldık. Tanıtım bir yana, kuş gribi görüntüleri, geçen ay içindeki karikatür krizi, bir papazın öldürülmesi ve benzeri olaylarla biz bu olumsuzlukları körüklüyoruz ama yine de bilinçli olanlar ülkemize gelecekler. Bütün bunlar yetmedi, "Yine Güneş Tutulması, yine deprem mi olacak?" gibi başlıklarla felaket tellallığı yapan haberler gazete ve televizyonlarda yer almaya başladı. Bir de, Jeofizikçi veya Gökbilimci olmayan bir üniversite öğretim üyesi çıkıp belirli yerler ve tarihler vererek Güneş Tutulması sonrasında deprem olacağını resmi makamlara iletti. Bilimsel ortamda görüş ve kanıtlarını ortaya koyması, önerilerini tartışması gerekirken, bilimsel etik açıdan tutarsız biçimde bir yol izledi. Yöre halkının Güneş Tutulması öncesinde panik havasına girmelerine neden oldu. "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamaz" görüşünden yola çıkalım ve biraz, bilgilenelim. Gündeme getirilen şey, Güneş tutulması olduktan sonra deprem olacağı şeklinde. Bakın işin aslı ne:
Yerküre Güneş etrafında bir yılda (365.24 günde) dolanır. Yer Güneş etrafında dolanırken, Ay da, Yerküre etrafındaki yörüngesinde dolanmaktadır. Ay, yörüngesini yaklaşık 27.5 günde tamamlar. Bu yörünge hareketi sırasında Ay’ın Güneş tarafından aydınlatılan yüzünü farklı açılardan görürüz. Bu farklı görünümlere Ay’ın Evreleri diyoruz. Ay, Yeniay evresinde iken Güneş ile aynı taraftadır ve aydınlanan kısmını göremeyiz. Dolunay evresinde ise aydınlanan yüzünün tamamını görürüz ve Ay bir tarafta, Güneş diğer tarafta yer alır. Bu evreler her 29.5 günde bir tekrarlanır. Yani her 29.5 günde bir Yeniay evresi oluşur. (Hicri Takvim bu 29.5 gün yani Ay'ın evreleri esas alınarak geliştirilmiştir.) Bunun sonucunda Ay ve Güneş her 29.5 günde bir hemen hemen aynı çizgiye yakın olurlar.
Ay’ın dolandığı yörünge düzlemi ile Yer’in Güneş etrafındaki yörünge düzlemleri arasında yaklaşık 5 derecelik bir açı vardır. Bu yörüngelerin konumları birbirlerine göre zamanla değişir (Şekil-2). Ay, yörüngesi üzerinde hareket ederken Yer yörünge düzlemini ilkinde A noktasından geçerek üste çıkar, diğerinde B noktasından geçerek alta iner. A ve B noktalarına Düğüm Noktaları, Yerküreden geçen AB doğrultusuna da Düğümler Çizgisi denir. Yer, Ay ve Güneş’in bir çizgi üzerinde olması için düğümler çizgisinin Güneş’ten geçmesi gerekir. Ay A veya B düğüm noktasına geldiğinde, düğümler çizgisi Güneş’ten geçiyorsa, Yer-Ay-Güneş dizilişinde Güneş Tutulması, Ay-Yer-Güneş dizilişinde Ay Tutulması olayı gerçekleşir. Düğümler çizgisinin Güneş’ten geçmediği Yeniay evrelerinde tutulma olmaz ama birbirlerine açısal olarak çok yakın olurlar (Bu açıklık 1-5 derece arasında değişir.)
Buradan varacağımız sonuç: Ay ve Güneş her 29.5 günde bir hemen hemen aynı çizgiye yakın durumda olurlar. Benzer durum Dolunay evresi için de geçerlidir. İki Yeniay evresinin ortasında Dolunay evresi oluşur. Dolunay evreleri de yaklaşık 29.5 günde bir tekrarlanır. Bir başka deyişle, her 14.75 günde bir sırasıyla Yer-Ay-Güneş ve Ay-Yer-Güneş dizilişi olur. Bu dizilişler tam bir çizgi üzerinde olursa sırasıyla Güneş Tutulması ve Ay tutulması oluşur. Tüm bu evrelerde Ay ve Güneş’in Dünyamız üzerindeki çekim etkileri toplamı aynı olur. Bu toplamın yaklaşık %65'i Ay, %35'i ise Güneş’ten kaynaklanır. Çünkü kütle çekimsel kuvvet cisimlerin kütleleri çarpımı ile doğru orantılı olarak artarken, uzaklığın karesi ile ters orantılı olarak azalır. Bunun sonucu Ay'ın, Yer’e Güneş’ten yaklaşık 400 kez daha yakın olması nedeniyle katkısı daha fazladır.
Güneş Tutulmaları, Depremleri Tetikliyor mu?
Yaşamımızdaki bu iki önemli gökcisminin kütleleri nedeniyle kütle çekimsel olarak etkileri söz konusudur. Bunun sonucu gel-git (med-cezir) olayları oluşur. Bu iki cismin kütleçekim etkileri Yeniay ve Dolunay evrelerinde birbirine eklenir. Ay ve Güneş’in kütleçekim toplamları Yeniay evresinden bir hafta önce ve sonrasında (ilkdördün ve sondördün evrelerinde) ise en az olur.
Eğer Güneş Tutulmaları depremlerin oluşunu tetikliyorsa, bu tetikleme Ay ve Güneş'in kütleçekim kuvvetleri ile ilgili olmalıdır. Bu etkinin en fazla olduğu zamanlar Yeniay ve Dolunay evreleridir. Yani her 14-15 günde bir bu etki maksimum olur. Güneş tutulması olsa da olmasa da bu kütleçekimi kuvvetleri her zaman vardır. Bu kütleçekim kuvveti depremleri tetikleyecek düzeyde ise, yaklaşık her 15 günde bir büyük depremler olmalıdır. Bu çekim kuvvetlerinin ne düzeyde olduğu hesaplarla kolayca bulunur. Bunların yerkabuğu hareketlerine nasıl etki edeceği ise jeofizikçilerin alanına girer. Ama, şurası bir gerçektir: Süper(!) ülkelerin yaptıkları nükleer yeraltı denemeleri sırasında ortaya çıkan kuvvetler, Ay ve Güneş’in kütle çekimsel kuvvetlerinden kat kat fazladır. Bu tür denemelerin yer kabuğu üzerindeki etkileri ne düzeydedir, hangi depremleri tetiklemiştir hiç bilmiyoruz...
Bir başka konu ise, Güneş tutulmasından bir hafta sonra deprem olması kurgularıdır. Ay ve Güneş’in kütle çekimsel kuvvetlerinin toplamının en az olduğu bu günlerde deprem beklentisi ilginçtir. Bu konumdaki toplam etki dünya üzerinde sürekli vardır ve Dolunay, Yeniay evrelerinde artar.
Depremin tetiklenmesini tutulma geometrisi ile oluşan manyetik alan dalgalanmalarının yerkabuğu ve Yer'in manyetik alanı ile etkileşmesine bağlayan görüşler de vardır. Güneş’teki patlamaların doğurduğu manyetik dalgalanmalar, Güneş Tutulması sırasında sadece geometri nedeniyle oluşacak manyetik dalgalanmadan (Ay’ın evrelerinden bağımsız olarak) çok daha fazladır. Bunlar çok daha etkindir, sadece, iletişim üzerindeki etkileri, kutup ışımalarının görülmesi gibi sonuçlar doğurur.
Depremlerin, yerkabuğunda biriken gerilimin boşalması olduğunu, bu gerilim birikmesinin de tutulmalarla ilgili olmadığını da söyleyebiliriz.
Bu bilgilerden sonra, Güneş tutulmalarının yerkabuğundaki depremleri tek başına tetikleyen bir mekanizma olduğundan söz etmek yanlış olacaktır...
İstatistikler ne diyor?
Peki bugüne kadar olan depremler ve Güneş Tutulmaları ne diyor? Yani istatistik olarak sayılar bize ne gösteriyor?
Bu soruya yanıt aramak için USGS (United States Geological Survey) tarafından yayınlanan deprem verilerini kullandık. 1.1.1973 ile 31.01.2006 arasındaki Dünya'da olmuş depremlerin kayıtları incelendi. Kayıtlarda, depremin büyüklüğü, merkezi, derinliği, günü, saati her şey var. Yıkıcı olarak kabul edilebilecek 6 ve üzeri büyüklükteki depremlerin sayısı
Büyüklük |
Deprem Sayısı |
Yılda ortalama |
5 - 5.9 |
43527 |
1319 |
6 - 6.9 |
3916 |
119 |
7 - 7.9 |
468 |
14 |
8 - 9.9 |
31 |
1 |
Çizelgeden görüldüğü gibi yılda bir kez büyüklüğü 8'den fazla olan deprem oluyor. 7-8 arası yılda 14 deprem demek bu büyüklükteki yıkıcı depremlerden her iki ayda üç tane, 6-7 arası büyüklükte 3 günde bir, 5-6 arasında ise günde 3-4 deprem olmuş demektir. Yani Dünyamız her gün sallanıyor!...
1900'den bu yana kayıtlar incelendiğinde 6 ve yukarı büyüklükteki depremlerin yıllık olarak neredeyse kararlı bir sayı izlediği görülmektedir. Yeryüzünde çok sayıda deprem kaydedici aygıt kuruludur. Bu sayede depremlerin yerleri de çok duyarlı saptanabilmektedir.
Son 6 yılda olmuş çeşitli büyüklükteki depremlerin sayısı da aşağıdaki çizelgede görülmektedir.
2000 - 2006 arası dünyada olan depremler (US Geological Survey National Earthquake Information Center) |
Büyüklük |
2000 |
2001 |
2002 |
2003 |
2004 |
2005 |
2006 |
|
8.0 - 9.9 |
1 |
1 |
0 |
1 |
2 |
1 |
14 |
6.0 - 6.9 |
158 |
126 |
130 |
140 |
141 |
146 |
12 |
5.0 - 5.9 |
1345 |
1243 |
1218 |
1203 |
1515 |
1707 |
111 |
4.0 - 4.9 |
8045 |
8084 |
8584 |
8462 |
10888 |
13662 |
621 |
3.0 - 3.9 |
4784 |
6151 |
7005 |
7624 |
7932 |
8911 |
313 |
2.0 - 2.9 |
3758 |
4162 |
6419 |
7727 |
6316 |
4523 |
142 |
1.0 - 1.9 |
1026 |
944 |
1137 |
2506 |
1344 |
25 |
2 |
0.1 - 0.9 |
5 |
1 |
10 |
134 |
103 |
0 |
0 |
belirlenemeyen |
3120 |
2938 |
2937 |
3608 |
2939 |
859 |
55 |
|
Toplam |
22256 |
23534 |
27454 |
31419 |
31194 |
29844 |
1259 |
2000 - 2006 arası dünyada olan depremler
Bu kadar çok sayıda depremin olduğu bu 33 yıl içersinde gerçekleşen Güneş Tutulması sayısı ise sadece 72! Yılda 2 ile 5 arasında Güneş tutulması olur. Yılda 2 Güneş Tutulması olurken, Güneş Tutulması ile aynı dizilişte 12 Yeniay evresi ve yıkıcı değerde 135 deprem olmaktadır. Bu depremlerin yıl içindeki dağılımları incelendiğinde bir seçim etkisinin de olmadığı görülmektedir.
Örnek olarak 2005 yılı içinde 6'dan büyük depremleri günlere ve Güneş’in yere uzaklığına göre noktaladığımızda (Şekil-3) dağılımın rast gele olduğu görülmektedir.
Şekil-3: Depremlerin Yer-Güneş uzaklığına göre yıl içindeki dağılımı (Mavi noktalar 6-9.9 arasındaki depremleri, oklar Yeniay evrelerini, sarı noktalar Güneş Tutulması olan Yeniay evrelerini gösteriyor.)
Depremlerin Yeniay evrelerinin etrafındaki dağılımların da rast gele olduğu göze çarpmaktadır. Güneş tutulması ile diğer Yeniay evreleri etrafındaki deprem dağılımları arasında da bir fark görülmemektedir. Güneş tutulmalarının 6 gün öncesi ve 6 gün sonrasını incelemenin bir anlamı yoktur. İncelendiğinde, diğer Yeniay evrelerinden farklı değildir. Günde ortalama 3-4 deprem oluyorsa Güneş Tutulması öncesi ve sonrasında deprem olması doğal bir dağılım sonucudur. Doğa, Güneş Tutulmalarına ayrıcalık yapmamaktadır!
Şekil-3'te 2005 yılı için görülen depremin yıl içindeki günlere göre dağılımını 1999-2005 arası yıllar için noktaladığımızda (Şekil-4) benzer durum görülmektedir.
Şekil-4: Koyu mavi noktalar büyüklüğü 6 ve yukarı olan depremleri, siyah çemberler Yeniay evrelerini (çember çapı 7 günlük aralığı gösterir), kırmızı çemberler Güneş tutulmalarını göstermektedir.
İstatiksel anlamda baktığınızda, Güneş Tutulması veya Yeniay evrelerinde deprem yığılmaları söz konusu değildir. Bunu tüm deprem verileri için yaptığınızda da sonuç değişmemektedir!
SONUÇ
Güneş Tutulması ile diğer Yeniay ve Dolunay evreleri arasında kütle çekimsel kuvvet olarak fark yoktur. Güneş tutulmasının 7 gün öncesi ve sonrasında bu toplam etki en az olur. Güneş Tutulmalarının depremleri tetiklediğinden söz edilemez.
Güneş Tutulmaları ile deprem oluş tarihleri arasında istatistik açıdan bir ilişki bulunamamıştır. Güneş tutulmalarının hemen öncesi ve sonrasında olan depremlerin sayısı tüm depremlerin yüzde biri oranındadır.
Günde en az 5-6 büyüklüğünde 3-4 deprem olmaktadır. Bir yılda 2-5 arası gerçekleşen Güneş Tutulması ve diğer Yeniay evrelerinde de depremler zaten olmaktadır.
Depremlerin ne zaman olacağı önceden tahmin bile edilemediği halde Güneş tutulmalarının meydana geliş zamanları büyük hassasiyetle önceden hesaplanabilmektedir.
Liselerden jeoloji dersleri kaldırıldı, deprem nedir bilmiyoruz, depremle nasıl yaşanır bilmiyoruz, korkuyoruz. Astronomi dersleri kaldırıldı, gökyüzünü tanımıyoruz, gökcisimlerini bilmiyoruz, evrendeki varlığımızı irdeleyemiyoruz, meydanı astrologlar dolduruyor. En kötüsü de, "yakında Güneş Tutulması olacak, ardından yine deprem olacak mı?" diye bu bilgi çağında bile soruyoruz.
Güneş Tutulmasından korkmaya gerek yok. Yerküremizde o kadar çok deprem oluyor ki, bu depremler Güneş tutulmasından başka birçok olaya da rastlayabiliyor. Ama Güneş tutulması olağanüstü bir gök olayı olduğu için anılardan silinmiyor ve yakın günlerde olan bir depremin sorumlusu olarak bilgisiz insanlar tarafından suçlanıyor!
Ülkemizde gözlenebilecek bir sonraki Tam Güneş Tutulması 54 yıl sonra, daha çok var... Siz, bu yılki olağanüstü gök olayını, göz güvenliğinizi dikkate alarak keyifle izlemeyi unutmayın.