Florida Ft Lauderdale Hava Üssü'nden rutin eğitim uçuşu için havalanan beş TVM Avenger Torpedo uçağı, Teğmen Charles Carroll Taylor'ın liderliğinde yollarına devam ediyorlardı. Teğmen 2500 saat uçuş deneyimi olan tecrübeli bir pilot ve öğreticiydi, öğrencilerinin de en az 300 saatlik deneyimleri vardı. Eğitim uçuşu Ft Lauderdale'den başlayıp, doğuya 123 mil, sonra kuzeybatıya 73 mil, en sonunda da Bahamaları geçtikten sonra güneybatıya, üsse doğru 120 mil devam eden üçgen bir rota izliyordu. 5 Aralık 1945 tarihli uçuş da her zamanki rutini ve rotasında devam ederken, saat 16:30 sıralarında telsizlerden şu mesaj duyuldu: "Nerede olduğumuzu bilmiyorum, sanırım son dönüş esnasında kaybolduk." Ardından Teğmen Taylor, pusulasının çalışmadığını, diğer uçaklarla bağlantı kuramadığını ve elektronik aletlerde sorun olduğu rapor etti. Ft Lauderdale ile Uçuş 19 arasındaki telsiz mesajlaşmaları cızırtıları gittikçe artan biçimde saat 19:04'e kadar devam etti ve o dakikada en son şu mesaj alındı: "Ft… Ft…"
Uçuş 19'dan bir daha haber alınamadı ve 27 adam ve 5 uçak ortadan buhar oldu. Tüm aramalara karşın arkalarından en ufak bir iz dahi bulunamamıştı.
Uçuş 19'un kayboluşu gizemini korurken, Nisan 1962'de American Legion Dergisi yazarlarından Allen W. Eckert, "Lost Patrol" isimli makalesinde Uçuş 19'un kayboluşunu doğaüstü nedenlere bağlayan ilk yazar oluyordu. Ardından Şubat 1964 yılında Argosy Dergisi'nden Vincent Gaddis, Uçuş 19'un hikayesini, diğer gizemli kayboluş hikayeleriyle birleştirmiş ve "Ölümcül Bermuda Üçgeni" isimli makalesiyle bu bölgenin üzerine dikkati çekmişti. Gaddis ertesi yıl "Invisible Horizons" adlı kitabında bu bölgeye dair verilerini daha da genişletmiş ve ayrıntılandırmıştı. Onun çalışmalarını John Wallace Spencer (Limbo of the Lost, 1969); Charles Berlitz (The Bermuda Triangle, 1974); Richard Winer (The Devil's Triangle, 1974) gibi yazarlar takip etmiş ve tüm bu yazarların çalışmaları sonucunda da dünya, Miami, Porto Riko - San Juan ve Bermuda adasının ortasında kalan bölgeyi "Bermuda Şeytan Üçgeni" olarak tanımıştı. Her ne kadar üçgenin sınırları bu şekilde çizildiyse de kaybolma olaylarını gözden geçirdiğimizde, bu sınırın dışına çıkıldığını fark ederiz ve olaylar Kuzey Atlantik´e doğru yayılırlar. Sargasso Denizi ise tüm çekişmelere rağmen Bermuda Üçgeni´nin resmi sınırlarının dışında kalır. Oysa, birçok best-seller kitapta Sargasso Denizi Üçgennin tam ortasına konulmuştur yani görülür ki, tanımlanan sınırlarla, yaşanan olayların yerleri arasında çelişki vardır.
Üçgenin yer aldığı bölge aynı zamanda dünya deniz ticareti açısından çok önemli ve hareketli bir bölgedir de. Ticaret gemileri, lüks yolcu gemileri, uçaklar sürekli bu bölgeden geçmektedirler. Bununla birlikte dünyanın en önemli akıntılarından olan Gulf Stream'de Bermuda Üçgeni'ninden geçmektedir. Akıntı, Florida Burnu´nun ucundan başlayarak, Britanya´ya kadar gitmektedir.
Ünlü Kayıplar
Mary Celeste
Mary Celeste yaklaşık 300 m. boyunda, 282 ton ağırlığında Brigade tipinde bir şilepti. Bulunduğunda tamamen boş olarak yüzüyordu, 4 Aralık 1872´de Dei Gratia´dan yükünü almış ve gelecek ay New York´a ulaşmak için yola çıkmıştı. 7 Kasım´da Cenova limanındaydı, bir hafta sonra da Cebelitarık Boğazı´nı aşmış, onu Dei Gratia´da ilk görenler geminin yüzüşünde bir gariplik olduğunu söylemişlerdi. Ama daha sonra boş olarak bulunduğunda geminin mükemmel durumda olduğu anlaşıldı, sadece filikaları yoktu.
Ellen Austin
Ellen Austin adlı geminin mürettebatı üçgende başı boş bir gemi bulurlar. Gemiyi çekmek için dört tayfa hayalet gemiye çıkar ve gemiyi Ellen Austin'e bağlarlar. İki gemi birlikte yol alırken bir fırtına onları ayırır. Daha sonra Hayalet Gemi tekrar ortaya çıkar. Fakat gemideki dört tayfada kaybolmuştur. Ellen Austin deki diğer tayfalar; kaybolan 4 tayfayı aramalarına rağmen bulamazlar. Korkuya kapılıp gemiyi terk ederler. Sürüklenen gemide ufukta kaybolur ve bir daha görünmez.
Diğer Ünlü Kayıplar
1840'da Rosolie adlı geminin mürettebatı kaybolmuştur.
1849'da Harmania adlı geminin mürettebatı bulunamamıştır.
1918'de USS Cyclops adlı gemi içindeki 306 kişiyle birlikte kaybolmuştur.
1921'de Carroll A. Derring adlı geminin 12 kişilik mürettebatı kaybolmuştur.
1948'de Star Tiger adındaki uçak 31 kişiyle kaybolur.
1949'da Star Ariel adındaki uçak kaybolur.
1954'te Super Constellation uçağı 42 yolcusuyla birlikte kaybolur.
10 Temmuz 1969'da Sunday Times Golden Globe Race'de yarışan Donald Crowhurst bölgesinde kayboldu ve teknesi Teignmouth Electron başıboş seyahat ederken bulundu. 1976 Yılında Sylvia L. Ossa adlı kargo uçağı kaybolur.
Popüler Teoriler
Atlantis
Bermuda Şeytan Üçgeni kitapları yazarlarından bir kısmı, bu bölgesinin efsanevi Atlantis kıtasıyla bağlantısı olduğu ve Atlantis'ten kalan teknolojilerin bölgede halen etkinliğini sürdürdüğü ve mesela ölümcül ışınlar yayan bir silahın, bir şekilde halen aktif olduğu ve kaybolmalara neden olduğunu ileri sürmüşlerdir.
UFOlar
Bir kısım yazarlara göre UFOlar, gemileri ve uçakları kaçırmakta ve kendi gezegenlerine götürmektedirler. Bu teori o kadar popülerdir ki dünya üzerinde üçgenin sırrının kesinlikle bu olduğuna inanan çok sayıda insan vardır.
Boyut Kapısı
Bir kısım iddialara göre de üçgen, bir nev'i yıldız geçididir ve kaybolan uçaklar ve gemiler, bir başka boyut ve zaman dilimine ışınlanmışlardır. Bu teori birçok TV filmi ve dizisine ilham kaynağı olmuştur.
Anormal Güçler
Charles Berlitz'e göre üçgende yukarda saydıklarımızın da ötesinde güçler yer almaktadır ve bunların açıklanabilmesi ve anlaşılabilmesi mümkün değildir.
Bilimsel Açıklamalar
Doğal Gaz
Geçtiğimiz aylarda ajanslara "Bermuda Şeytan Üçgeni'nin Sırrı Çözüldü" başlığıyla düşen haberdeki açıklama, tüm olan bitenin bölgedeki doğal gazın cilvesi olduğu yönündeydi. Üçgenle ilgili şu ana kadar en çok kabul görmüş açıklamaya şöyledir:
Yeraltından fışkıran doğal gazlar, sadece yüksek kara parçalarından değil, deniz ve okyanus tabanlarından da çıkarlar. Çünkü deniz tabanları da üstü suyla kaplanmış alçak kara parçalarıdır. Ancak, okyanusların derinliklerindeki bölgelerden çıkmak isteyen doğal gazlar, oradaki çok düşük ısının da etkisiyle katı hâle dönüşürler ve "hidrat" denilen beyaz ve tebeşirimsi bir madde haline gelirler. Çok derinlere dalabilen robot kameralarının bu bölgedeki karbeyaz okyanus tabanını ve bazı gemi enkazlarını resimlemesinden sonra konuya şu bilimsel açıklama getirilmiştir: Bu bölge, Gulf Stream denilen sıcak su akıntısının da geçtiği yerdir. Tabanın bazen ısınması yüzünden, bu "tebeşir gazlar" erir ve sudan hafif oldukları için yüzeye doğru yükselirler. O anda, tabandan yüzeye kadar suyun yoğunluğu azalır. O sırada oradan geçen ne varsa, derin bir kuyuya düşer gibi hızla okyanusun dibini boylar. Çünkü, yoğunluğu düşen su, gemileri taşıyacak kaldırma kuvvetini oluşturamaz. Gazın yükselmesi sona erince yoğunluk tekrar eski haline döner ve geride hiçbir iz kalmadan kocaman gemiler kilometrelerce derine gömülmüş olurlar. Uçakların düşerek kaybolması ise gene aynı sebeptendir. Yüzeye çıkan doğal gazlar, havadan da hafif oldukları için yükselmeye devam ederler. Bu kez yoğunluk azalması, bölgenin üzerindeki atmosferde oluşur. Oradan tesadüfen geçen bir uçak hemen irtifa kaybeder ve motorları durur. Çünkü motorlardaki benzinin yanması için oksijene ihtiyaç vardır ve düşük yoğunluklu havanın içindeki oksijen miktarı motorların çalışması için yeterli değildir. Böylece uçak da, hızla okyanus tabanına doğru inişe geçer.
Pusula Oynamaları Açıklaması
Üç temel kutup vardır; Manyetik Kutup, Grid Kutup ve Gerçek veya Göksel Kutup. Gerçek Kutup, Polaris yıldızıyla yani Kuzey Yıldızı ile belirlenir, yerini bulmak için Ursa Major ve Ursa Minor yani Büyük Ayı ve Küçük Ayı takımyıldızları gözlemlenir, Küçük Ayı´nın ucundaki iki yıldızın üstünden yukarı çıkıldığında görülen son parlak yıldız Polaris´dir. Grid Kutup, 90 derece enlemdeki gerçek kutuptur, haritalarda ve kürelerde görülür, Polaris´le aynı doğrultuda değildir, bazen farklılık gösterir. Pusulaların gösterdiği Manyetik Kutup ise, Grid Kutup´un binlerce mil ötesindedir; manyetik bir alanı gösterir ve bu yer Hudson Körfezi´ndeki Baffin Adaları´nın bir tanesindedir. Bazı kürelerde göreceğiniz küçük (x) işareti, bu yeri göstermektedir. Atlantiği geçerken garip pusula hareketleri ile karşılaşan ilk denizci bilindiği tadarıyla Kristof Kolomb´dur, Gerçek Kutup´la, Manyetik Kutup arasındaki farkı veya aynı olmadığını ilk o görmüş ve bunu gemisinin seyir defterine kaydetmiştir. Dünyada Manyetik ve Grid veya Manyetik ve Gerçek Kuzey olan iki boylam vardır, birisi Avrupa'nın merkezine yakındır, ötekisi ise ABD´nin doğusundadır. Atlantik´de yolculuk ederken, Manyetik ve Grid Kuzey arasındaki farkın gittikçe arttığını görürsünüz. Portekiz yakınında 4 derece olan bu fark, Atlantiğin ortasında, Sargossa Denizi´nde 22 dereceye kadar ulaşır. Florida Burnu´na geldiğinizde ise fark, bir hatta yarım dereceye kadar düşecektir. Bu açıklama çok yeterli görünmese de, bazı pusula sapmalarını açıklama yönündedir.
Gulf Stream Etkisi
Gulf Stream güçlü bir akıntıdır, yani denize düşen birçok kuşu ve acemi denizciyi itip götürecek kadar güçlüdür. Akıntıya kapılan bot, önce doğuya sonra da kuzey-doğuya yönelecektir. Eğer botu kıyı boyunca izliyor veya gözlüyorsak, kısa bir mesafeyi hızla veya çabuk aştığını görürüz ve ardından da botun kısa bir süre içinde, ufuk çizgisinde kaybolduğunu izleriz. Daha beteri ise, botun rotasını batıya çevirmesi halinde dahi, hala kuzeydoğuya doğru akıntı tarafından itiliyor olmasıdır yani Gulf Stream Akıntısı, acemi denizcileri veya yetersiz tekneleri kendi doğrultusuna götürebilir. Ancak bölgeyi ve Akıntı´nın tüm özelliklerini çok iyi tanıyan bir denizci önceden tedbir alarak, bu duruma düşmeyecektir. Yukarıdaki duruma düşen teknenin kaptanı, istediği rotadan uzaklaştıkça okyanusta kaybolma tehlikesi karşısında paniğe düşecek ve içinde bulunduğu durumdan nasıl kurtulabileceğini hesaplamadan imdat mesajlarını yayınlamaya başlayarak, arama ve kurtarma operasyonlarını başlatacaktır ve okyanusta kaybolma tehlikesi de gerçektir.