Kadınlık hormonu olarak tanınan progesteron, adrenal bezler, üreme bezleri, beyin ve plasenta tarafından üretiliyor. Progesteronun en önemli işlevi östrojenle birlikte dişi üreme sisteminin işleyişini düzenlemek. Ancak, bunun dışında da önemli işlevleri bulunuyor. Örneğin, sinaps işlevini ve myelin kılıfın oluşumunu düzenleyen önemli bir koruyucu nörosteroid. Bunun yanında, vücut iç sıcaklığını yükseltici bir termojen madde. Ayrıca, düz kas tonusunu gevşeterek spazmları rahatlatıcı, antienflamatuar özelliği sayesinde bağışıklık tepkisini azaltıcı, kan pıhtılaşmasını ve tiroit işlevini düzenleyici, kemik oluşumuna yardımcı, enerji eldesinde yağ depolarının kullanımını tetikleyici, hücre içi oksijen seviyelerini düzenleyici etkileri de bulunuyor. Erkeklerde, çocuklarda ve menopoz sonrası kadınlarda, yalnızca bu etkinlikleri gerçekleştirmeye yardımcı olacak kadar düşük bir miktarda bulunuyor.
Erkeklik hormonu olarak bilinen testosteronun da etkisi, yalnızca erkek üreme sisteminin işleyişini düzenlemekle sınırlı değil. Erkeklerde testis dokusunda üretilen testosteron, kadınlarda yumurtalık dokusunun teka hücreleri ve plasentada üretildiği gibi, her iki eşeyde ayrıca adrenal korteksten de salgılanıyor. Estradiol adı verilen bileşiğe dönüşebilen testosteron, bu formuyla östrojen almaçlarını aktive edici, kıkırdak dokusunda kemikleşmeyi uyarıcı ve özellikle dişilerde yumurtlamayı tetikleyen LH hormonu mekanizmasında olduğu gibi hipotalamus bezi üzerinde geri bildirim (feedback) etkisini oluşturucu etkileri bulunuyor.