14 Şubat Sevgililer Günü
ilk Sevgililer Günü kartı Orleans Dükü Charles’a atfedilir. Yıllardan 1415′tir. Londra Kulesi’nde hapisteyken yazdığı kartın adresi sevgili karışıdır. Popülerliği 1700′lerde giderek artan kartlar için İngiltere’den Amerika’ya “aşk yazarı” transfer edildiği bile olur. Her devir kendi tarzını ve dilini belirler. Renkler, kağıtlar, yazılar, resimler ve fotoğraflar değişir ama aşk değişmez.
Antik aşklar, Valentinus’a yazıldı
Sevgililer Günü antikçağda baharı karşılama törenlerinin bir parçasıydı. 15 Şubat’taki bu bolluk ve bereket festivali, genç erkek ve kızların birbirini bulması için fırsattı. Hıristiyanlıkla birlikte, yaşadığı şüpheli bir azizin, Valentinus’un hikayesiyle bir gün geriye alındı ve onun adıyla anıldı.
Eski Atina takviminde 15 Şubat, Tanrı Zeus ile Tanrıça Hera’nın kutsal evliliğini gösteriyordu, ilk aşk ve bolluk sembolüydü. Antik Romada ise 15 Şubat, Lupercalia diye adlandırılan bolluk bereket festivalinin tarihiydi. O gün Lupercus rahipleri şarap içerek keçi kurban eder, genç kızlar da keçinin derisinden bir parça edinmek için yarışırdı; bunun hamile kalmak için kutsal bir fırsat olduğuna ve doğum kolaylığı sağladığına inanılırdı. Rahibin öncülüğünde gerçekleşen keçi kurbanı töreninden sonra, gençler şarap içerek ve eğlenerek şehre ve Palatin tepesine giderdi.
Genç kızlar adlarım kâğıda yazıp çömleğe atar, oğlanlar da bunları çekerdi. Birbirleriyle eşleşenler şölen boyunca birlikte olur, birbirini sevenler evlenirdi. Kızlar 15 Şubat törenlerinde beğendikleri erkeklerin alması için yere mendil atardı. Bu bir nevi ilişkiye çağrı niteliği taşırdı. Bu törenler doğa tanrısı Pahla da ilişkiliydi. Evler temizlenir, odalara tuz ve buğday serpilirdi. Buna da Februa denirdi. Şubat ayının adı buradan gelir.
Aziz Valentinus’un, Aziz Lucilla’yı vaftizi
Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde din adamları pagan kökenli bu törenleri yasaklamak istediyse de başarılı olamadı. Sonunda 495′te Papa I. Gelasius 14 Şubat’ı “Aziz Valentinus Günü” ilan ederek 15 Şubat Lupercalia törenlerine alternatif yarattı. Böylece 15 Şubat’ın etkisi kırıldı ama birçok uygulama ve inanç dini bir kisveye büründürülerek 14 Şubat’a transfer edildi.
Peki Sevgililer Günü’nün mal edildiği Aziz Valentinus kimdi? Valentinus’un Roma imparatoru II. Claudius zamanında yaşadığına inanılıyor. Sevenleri evlendiren, Romalı askerleri vatani görevlerini hakkıyla yapmalarından alıkoyan Aziz Valentinus, imparator tarafından hapsedilir. Gardiyanın doğuştan kör kızı Julia da Valentinus’a âşık olur. Valentinus’un idam edildiği 14 Şubat 269′da bu aşkın etkisiyle kızın gözü açılır. Julia ve ailesi o gün Hıristiyan olur. Julia, Valentinus’un mezarı yanına bir badem ağacı diker; bu ağaç aşkın sembolü kabul edilir.
Ancak öykünün atfedildiği Romalı Valentinus’dan başka Valentinuslar da olduğuna inanılıyor. Bunlardan biri Ternili Valentinus. Orta italya’nın Terni kentinden olduğuna ve Romalı Valentinus’la aynı yerde gömülü olduğuna inanılıyor. Dublinli, Kuzey Afrikalı, bir de Güney Fransa’da Le Garde şehrinde yaşadığına inanılan Aziz Valentinuslar da var.
14. yüzyıla gelindiğinde, Aziz Valentinus Günü ingiltere ve Fransa’da 14 Şubat’ta göçmen kuşların dönüşü şerefine kutlandı. Ardıç kuşu, keklik ve karatavuk gibi kuşlar için aşk sezonu olduğuna inanılan bu dönem, zaman içinde genç kız ve erkekler arası aşka dönüştü. Hatta Fransa’nın Orleans dükü Charles, 15. yüzyılda Aziz Valentinus temalı şiirler yazdı. 1496′da Aziz Valentinus âşıkların piri olmuştu bile.
Simetrik kalp, 18. yüzyılda Sevgililer Günü’nün sembolü oldu. Aziz Valentinus Günü’nün ABD’de kutlanması ise 1865′te gerçekleşti. 19. yüzyıl sonunda ingiltere ve Almanya’ya da yayıldı. Fransa’da 1868′den beri Aziz Valentinus, festival olarak kutlanıyor.
Lupercal mağarasında Remus ile Romulus’un bir dişi kurt tarafından emzirilmesinin tarihi de 15 Şubat’tır.
14 ve 15 Şubat’ın özünde yatan “bahar festivalleri”, Doğu ve Batı mitolojilerinde, Çin, Hindistan, Türkistan, Iran, Mısır, Urallardan Avrupa’ya birçok kültürde törenlerle kutlanmıştır. Kökenleri farklı olsa da ana tema soğuk, kıtlık, açlık, uğursuzluk getiren kıştan kurtuluş ve baharın gelişinin kutlanmasıydı.
Her bahar kutlaması, yaşadığı din ve kültürden edindiği mitolojik bir öyküyle anlam kazanır. Oykü çağlara, toplumlara ve inançlara göre değişir. Sevgililer Günü de antikçağlardan popüler kültüre yüzlerce farklı mit yaratarak bir “kışa veda bahara merhaba” ritüeli olarak yaşamıştır. Bu ritüeldeki çoğalma ve üreme miti, popüler kültür çağında yeniden kurgulanır ve karşımıza Sevgililer Günü çıkar. Köken ve işlev itibariyle Sevgililer Günü ile Hızır Cemi, Nevruz, Hıdrellez veya kuzey yarıküreli bir başka bahar ritüeli arasında fark yoktur.