Süt

Süt
Dr. Polat HAS



Süt; su, yağ, protein, karbonhidrat, madenler ve vitaminlerden teşekkül etmiş­tir. Sütün ortalama % 87,3’ü su, % 3,5’i yağ, % 3.4’ü protein, % 7’si kül (madenler) ve % 5 i de karbonhidrattır. Sütün protein­leri; kazein, laktalbümin ve laktoglobulin­dir. Hayvan sütlerinin proteinlerinin % 85 kadarı kazeindir. Sütün yağını çoğunlukla kısa zincirli doymuş yağ asitleri meydana getirir. 100 gr. süt yağında bulunan yağ asitlerinin oranı; oleikasit % 35, palmitik % 27, stearik % 13, miristik % 8, laurik % 4, butirik % 3, linoleik % 3 dür. Yağ içinde erimiş olarak A vitamini aktivitesi taşıyan retinol ve karoten ile fosfolipitler bulunur. Madenlerden sütte en çok kalsi­yum ve fosfor bulunur. Kalsiyum fosforla birleşmiş haldedir. Sütün karbonhidratı bir disakkarit olan laktozdur. Sütte B vita­minlerinin hepsi az veya çok bulunur. Özel­likle süt riboflavin için çok iyi kaynaktır. Fazla potasyum ihtiva eden besin süttür. Sodyum ise sütte orta derecede bulunur. Magnezyum ve kükürt de sütte bol bulunur.

Sütün en önemli vitaminleri A, B2, B, C, PP ve D vitaminleridir.

Çocukların anne sütü ile beslenmesinin büyük faydası vardır. Sütte beyni geliştiren lizozim vardır. Tıbben çocuk 9 aydan aşağı emzirilmemelidir. Doğum kontrol hapı kullananlarda süt az olur. Zararı çocuğa tesir eder. Anne sütü daima normal ve taze hazır bir besindir. Bakterilerle (mikroplarla) bu­laşmadığı için hazım sistemi bozuklukları­na sebep olmaz. Gelişmiş ülkelerde, iyi ba­kılan bebeklerde sun’i olarak da beslenseler ölüm oranı pek az fark eder. Fakat az gelişmiş ve sağlık şartları iyi olmayan ülke­lerde anne sütü ile beslenenlerde, toz sütlerle beslenenlere kıyasla ölüm oranı daha dü­şüktür. Anne sütü ile beslenenlerde gaz san­cısı, emdikten sonra sık sık sütü çıkarma, alerjik reaksiyonlar, beslenme güçlüğü, ateşlenmeler, üst solunum yollan enfeksi­yonları daha seyrektir. Anne sütü ile beslenenlerde inek sütü alerjisi ve süte taham­mülsüzlük görülmez. Atopik ekzema inek sütü ile beslenenlerde daha sık görülür. Anne sütündeki bakteriyel ve viral antikor­ların bebekleri enfeksiyonlara (mikrobik hadiselere) karşı koruduğu çok eskiden beri bilinmektedir. Çocuk felcine karşı ağız yoluyla aşılanma ile elde edilen antikorlar (mikroplara karşı vücudun yaptığı kimye­vi maddeler) anneden bebeğe süt yoluyla geçtiği için anne sütü ile beslenen bebek­ler hastalığa karşı dirençlidirler. Ayrıca ka­bakulak, uzak doğu ansefaliti (beyin iltiha­bı) virüsünün anne sütü ile tesirinin engel­lendiği gösterilmiştir. Sindirim sırasında bu antikorların bir kısmı ölür, fakat yine de sindirim sistemi yolları ile giren organizma­lara karşı bir bağışıklık sağlar. Anne sütü ile beslenmenin anne ve bebek için psiko­lojik faydaları da vardır. Anne, bebeğini beslediği için varlığının lüzumlu olduğunu hisseder, bebek de annesine çok yakın ol­duğu için huzur duyar. Anne sütü ile bes­lenme anne ile bebeği birbirine daha iyi bağlar. Anne sütü alan bebekler hissi yön­den daha stabüdirler ve bunlardan “iste­nilen bir bebek” oldukları hissi daha çok yerleşir.

Süt, önemli bir protein kaynağı oldu­ğu için vücudun temel yapısına önemli kat­kıda bulunur. Protein eksikliği ile ilgili Kwashiorker, Marasmus gibi hastalıklar süt ve bunun gibi proteinli gıdalarla düzelir. Siroz, nefrotik sendrom (böbrek hastalığı) gibi hastalıklarda da süt önemli bir fayda sağlar.

Sütte bol A vitamini vardır. Vitamin A, gözün değişik ışık durumlarında görebilme si ile ilgilidir. Vitamin A, büyüme için lü­zumludur. A vitaminin büyümedeki rolü epitel dokuların sağlığı ve kemiklerin gelişi-mı ile ilgilidir. A vitamini yetersizliğinde gece körlüğü, kemiklerde önemli bozukluk­lar olur. Vitamin A üreme için gereklidir. Sperm yapımı için ve rahimdeki ceninin gelişmesi için de lüzumludur.

Sütte D vitamini ve kalsiyum fazlaca bulunur. Kalsiyum ve D vitamini kemik ve dişlerin sertleşmesi için gereklidir. D vi­tamini eksikliğinde Raşitizm ve Osteomalasia gibi hastalıklar görülmektedir. Sütteki Riboflavin; protein, yağ, karbonhidrat ve nükleik asidin metabolizması için gerekli bir yardımcı enzimdir. Riboflavin yeter­sizliğinde dudak, burun ve göz kenarlarında yaralar oluşur. Ayrıca göz damarlarında ge­nişleme, yanma, görme zorluğu ve sinir sistemi bozuklukları meydana gelir. Sütte ağırlığı olan bir madde de vitamin B12 dir. Metil gruplarının sentezi ve taşınmasındaki görevi ile vitamin B12; kan hücrelerinin, nükleik asidin yapımında müessirdir. Vita­min B12 yetersizliğinde sinir sistemi bo­zuklukları ile pernisiyöz anemi (kansızlık) meydana gelir. Sinir sistemi bozuklukları­nın en çok görülen belirtileri, uyuşukluk, kol ve bacaklarda duyu azalması ve kasıl­malar, baş ağrıları ve yorgunluktur. Sütte bulunan bir madde de pantotenik asittir. Pantotenik asit yetersizliğinde laboratuar hayvanlarında büyüme geriliği, deride yaralar, sinir sistemi bozuklukları, siyah tüylerin kırlaşması, mide ve bağırsaklarda ülser gibi belirtiler oluşturulmuştur. Pantotenik asit yetersizliğinde mineral ve su metabolizmasında da bozukluklar görül­müştür. Sütte bulunan magnezyum kemik tozlarında kalsiyumla beraber bulunur ve kemiğe kalsiyumla beraber girme ve çıkma eğilimi gösterir. Eksikliğinde tetani denen kasılmalar olur.

Sütteki kalsiyum; kemikler, sinir-kas fonksiyonları, kalb ritmi, pıhtılaşma, anne­nin süt vermesi ve bazı enzimlerin sentezi için lüzumludur. Yine sütte fazla bulunan fosforun % 80 den fazlası vücutta kemik ve dişlerde bulunur. Ayrıca RNA, fosfolibid gibi maddelerin içinde de bulunur.

Süt, yemek borusu iltihaplarında, zehir­lenmelerde bir İlaç olarak kullanılır. Mide ülserinin baş ilacı süttür. Sütün midede asit bağlama kudreti yüksektir. Süt asıl etkisini mide hareketlen (motilite) üzerinde göste­rir.

Görüldüğü gibi süt, vücutta, vücudun ihtiyaçlarını bilen dağıtıcı gibi hareket etmektedir. Bu kadar ihtiyacı giderme has­sası bizatihi sütün kendisinde olamayacağına göre; ona bu özellikleri kazandıran vücudun yapısını da bilmesi gerekir. İn­san olarak bize düşen de bunları mey­dana getireni tanıyıp bilebilmektir.

Şimdi şu ifadenin ışığı altında ebedi­yetlere kadar canlılığını ve tazeliğini koru­yacak olan şu ölmez söze bakın,

“Allah’ım, bir kimseye sütü ihsan edersen, bunu bereketli kıl ve arttır.
“Hem yiyecek hem içecek olarak, sütten daha kifyetli birşey bilmiyo­rum (h.).”


Yazının kaynağı : http://www.oltulu.net
Oltulu - Sınırsız Bilgi Paylaşım Platformu