Uçuşun Sırları

Uçuşun Sırları
Taki HATİBOĞLU

 

Alelâde bir sinek nasıl düz olarak uçup da tavana ters bir şekilde ve fevkalâde mükemmel bir iniş yapar?

Bazı yusufçuklar nasıl olur da saatte 90 km hızın üstüne çıkarlar veya bazı kelebekler (8 km) yüksekliğe varabilirler?

Ve diğer bir takım böcekler, nasıl yüzlerce kilometreyi yemeden içmeden ve dinlenmeden katedebilirler?

Buna benzer sorular en keskin zekâları bile hayrete sevketmektedir. Aristo, (ki antik çağın en büyük bilgini denilebilir) uçan cismin arkasındaki boşluğa, havanın hücumu ile hızlandıklarını ileri sürmüştü. Rönesans bilgini Leonardo da Vinci, uçan yaratığın kanatlarını çırpmasının havayı yoğunlaştırdığını ve yaratığın üzerinde taşındığı bir platform oluştuğunu düşünmüştü. Tabii ki iki bilgin de birşeyler söylemiş; ama doğruyu tam aksettirememişlerdi. Daha sonra, 1930’larda bile bir Fransız zoolog A. Magnan hassas hesaplamalar yapıyor ve iri arıların uçmak için çok ağır olduğu sonucuna varıyordu! (Ve bu hatayı yapan ilk kişi o değildi.) Fakat bütün bunlar, Prof. T. Weis-Fogh'un Cambridge Üniversitesinde böceklerin yüksek hızlı filmlerle incelenmesine öncülük etmesi ile değişti. Bu ve buna benzer çalışmaların sonucunda böcek uçuşlarının sırlan çözülüyor gibiydi.

Arıların uçuşunu ele alın, hızlı fotoğraf tekniği sayesinde, artık şimdi biliyoruz ki, arıların göğüslerinde, vücutlarının orta kısmında, böceğin kanatlarını (her çırpış aşağı ve yukarı bir hareket olmak üzere) saniyede 400–500 defa çırpmasını sağlayan kuvvetli kasları mevcuttur. Bu çırpışlar arının ağırlığını karşılayacak kuvvetten daha fazla kaldırma kuvveti meydana getirir. Hatta bazı tatarcıklar saniyede 1000 defa kanat çırparlar. Böceklerin (kitin) denilen maddeden yapılmış kanatlan, düzden yuvarlağa kadar çeşitli şekillerde değişir. Bu değişmeler böceğe kanat çırparken, nâzik bir uçuş kontrolü sağlar. Dahası, kanat çırpışları basit bir aşağı-yukarı hareketten çok uzaktır. Aksine yandan görünüş itibariyle kanat uçları (sekiz) şekli çizerler. Kanatlar aşağı ve ileri hareket eder, sonra arkaya ve yukarı doğru kavis çizer ve tekrar aşağı hareket eder. Kanatların açı ye eğrilikleri bu arada değişir durur. Bu şekilde kanat çırpış kaldırma ve ileri gitme hareketlerini de sağlar. Bir böcek havada asılı kaldığı zaman kanat çırpma hareketlerindeki (sekiz) şekli yassılaşır, hemen hemen ufki (yatay) hale gelir. Bu daha çok helikopterin yatay pervanesinin hareketine benzer. Kaldırma ve ileri gitme hareketleri kesinlikle dengelendiğinden böcek havada, sanki hiç hareket etmiyormuş gibi asılı duruyor hissini verir.

Fakat bir sineğin tepetaklak tavana iniş yapması nasıl olur? Hızlı filmler bu bulmacaya da bir çözüm getirmiş gibidirler. Bu filmler göstermiştir ki, böcek tavana 45° açı ile uçarak düz biçimde ve Ön ayaklarını tavana değer değmez, ileri ve yukarı doğru yuvarlanıp, yapışkan olan diğer dört ayağını tavana yapıştırır.

Tabii, kaçınılmaz olarak diğer bilmeceler çözümsüz kalmıştır. Bir de böceklerin neden ve nasıl göç ettikleri var ki doğrusu o da çok enteresan sayılır: İlkbaharda bir cins kelebek ABD den Meksika'ya göç eder. Yakın zamanlarda, göç eden bir kelebek sürüsü, saatte 10 km hızla uçuyordu, 64 km eninde idi ve bir yerden geçmesi 3 gün aldı (720 km uzunluğunda). Uzmanlar böceklerin daha iyi iklim şartlan ve yiyecek için göç ettiklerini söylüyorlar, fakat halâ pek çok sır, bu uzun göçlerin ve böcek uçuşundaki pek çok gerçeklerin etrafını sarmıştır. Fakat bütün bu büyüleyici sorulara son birkaç on yılda, daha önceki yüzyıllara nisbetle cevap verilmiş ise de, verilen cevaplar, mevzuu sırf cevapsız bırakmamak için ortaya atılmış bir kısım nazariyelerden ibaretdir. Kimbilir belki de, herşeyin hakiki sebebi bulunacağı, ilimlerdeki tıkanıklıkların açılıp tekniğe aydınlık getirileceği güne kadar da bu böyle devam edecekdir…


Science Digest (Haz. 1982)'dan derlenmiştir

Yazının kaynağı : http://www.oltulu.net
Oltulu - Sınırsız Bilgi Paylaşım Platformu