Dağ Tutması
Dağ Tutması
Dağ tutması (Alm. Bergkrankheit, Fr. Mal desmontagnes, İng. Mountain sickness), 2000 metreden daha yükseklere çıkan şahıslarda ortaya çıkan bir takım rahatsızlıklar. Yükseklere çıkıldıkça hava basıncı düşer ve buna bağlı olarak oksijen miktarı azalır. Adapte olabilecekleri zamandan daha kısa sürede yüksek rakımlara çıkan kişilerde oksijen azlığının rahatsızlıkları ve belirtileri görülür. Bebekler, çocuklar ve âdet öncesi safhada kadınlar dağ tutmasına daha hassastırlar. Üç bin metrede yaşayan kişiler düşük rakımlarda kısa bir süre kalıp tekrar geriye döndüklerinde (tezat görülse de) bu hastalığa büyük hassasiyet gösterirler.
Dağ tutması belirtileri 2000 metreden îtibâren başlayabilir. 3000 metreden îtibâren bârizleşir. Belirtiler oksijen azlığına bağlı olarak meydana gelir. Baş ağrısı, baş dönmesi, bayılma eğilimi, görme ve işitme bozuklukları, nefes darlığı, aşırı takatsizlik, bulantı, kusma, iştahsızlık, uyku bozuklukları, nabızda süratlenme başlıca belirtileridir. 5000 metrenin üzerinde deride nokta büyüklüğünde kanamalar ve gözde retina tabakasında kanamalar husûle gelebilir. Herhangi bir tedbir alınmadan altı bin metre yüksekliğe çıkıldığında “kollaps” denilen çevresel damar iflâsı meydana gelir. Yükselme kanın terkibinde önemli değişiklikler yapar, akciğerler ve kalbin yükünü arttırır.
Basıncı düzenlenmemiş uçak veya balonla çok âni yükselmeler tipik yüksek rakım hastalığına sebep olur. Günümüzün modern havacılığında uçak içinde basınç ve oksijen yoğunluğunun değişmezliği sağlandığından, bu türlü rahatsızlıklar hemen hemen hiç görülmemektedir. Tedbir alınmadan üç bin metre üzerine âni çıkışlarda 24-48 saat içerisinde akciğerde ödem (doku aralığında su toplanması) gelişir. Nefes darlığı, beyaz, pembe veya bazen kanlı balgamla birlikte öksürük, yüksek olmayan ateş, çarpıntı, yukarda zikredilen belirtilere ilâveten görülür. Morarma ve nefes darlığı şiddetli olabilir. Beyin ödemi nâdir olmakla birlikte tehlikelidir. Şiddetli baş ağrısı, dengesiz yürüme, gayri irâdî kaba el hareketleri, çift görme, işitme ve görme halüsinasyonları sıktır. Şiddetli vakalarda koma ve ölüme kadar gidebilir.
Dağcılıkta, korunmada en iyi yol, 2500 metrenin üzerindeyken, günde 250-330 metreden fazla yükselmemek, 4000 metrenin üzerinde bâzı günler dinlenmektir. Çıkış çok yavaşsa, belirtilerin ortaya çıkması hafif olur. Aşırı yüksekliklerde her insanda dağ hastalığı belirtileri görülür. Hastalığın şiddetinde yüksekliğin yanı sıra yorgunluk da önemli rol oynar. Yorulmaya yol açan durumlardan ve aşırı çalışmalardan kaçınılmalıdır. Normalden fazla su içmek koruyucudur. Ayrıca çeşitli koruyucu ilâçlar tavsiye edilmektedir.
Tedâvi: Su kaybı ve nefes darlığı şiddetli olmadıkça dağ hastalığı iki üç günde düzelir. Bu vakalarda vücudun eksilen sıvısını serum vererek yerine koymak, aktiviteyi azaltmak ve hastayı düşük rakımlara indirmek tedâvide yeterlidir.
Bir de müzmin dağ hastalığı (monge) vardır. Yüksek rakımda uzun süre kalmakla olur. Kırmızı kan hücrelerinin fazla yapılması, nefes darlığı ve kalp yetmezliği ile karakterizedir. Deniz seviyesine inmekle süratle düzelir.
Yazının kaynağı : http://www.oltulu.net
Oltulu - Sınırsız Bilgi Paylaşım Platformu
|