Stigmata gerçeği

Stigma, çoğulu Stigmata, yunanca kökenli bir sözcüktür ve süs, kavim veya mülkiyet işareti olarak hayvanlara, esirlere ya da kölelere uygulanan yakılmış ya da dövme ile yapılmış bir işareti ifade eder.

İsa nın katlandığı çile bağlamında stigmata hiçbir fiziki sebebi olmaksızın bedende belirgin olarak ( asıl stigma ) ya da görülmeyen acı duyusu ( görülmez stigma ) şeklinde İsa nın yara izlerinin insanlarda (ayaklarda, ellerde ve böğründe) ortaya çıkmasıdır. Bu yaralar tedaviye dayanıklıdır, yani iyileşmezler, bir virüsten kaynaklanmazlar yani aseptiktirler, periyodik olarak (çoğu kez Kutsal Hafta İsa nın çarmıha gerildiği hafta ile bağlantılı zaman süreçlerinde) kanarlar.

Tarihi

Ortaçağa kadar stigmatizasyon fenomeni kaydedilmemiştir. Stigmatizasyon olarak ilk belli ve kaydedilmiş olay aziz Assisili Fransua nın (14 Eylül 1224 tarihinde) Toskana daki Laverna dağında yaşadığı durumdur. Serafları (Eski Ahit te geçen melekler) görmesinin ardından Fransua da devamlı olarak çivi izleri ve böğründe yara çıkar. Fransua bunu devamlı gizli tutmasına rağmen, arkadaşı Cremonalı Elias bir mektupla bunu Fransiskenler tarikatına bildirir. Etkisi büyük olur ve sayıma göre günümüze kadar 350 ya da daha fazla olan ve içlerinde Sienalı Katharina (1375), Veronica Giuliani (1697), A. K. Emmerick (1813), Th. Neumann (1926) bulunduğu stigmatizasyon olaylarında kendisini gösterir.

Teolojik yargılama

Kilise stigmatizasyon olaylarına ihtiyatlı ve dikkatli bir şekilde yaklaşır. Mucizeler konusunda prensip olarak fenomenin bireysel biyografi ve eğilimler bağlamında incelenmesidir (tıbbi, psikolojik ve teolojik açılardan ruhların ayıredilmesi anlamında). Sahtekarca stigmatizasyonlar bir kenara bırakıldığında ototelkin ve karizma, doğal ve doğaüstü oluşum arasında bir spektrum kalmaktadır. Stigmatizasyon ile azizlik, kutsallık arasında bir bağ zorunlu değildir, ancak gerçek stigmatizasyon haçın ve İsa Mesih in katlandığı çilenin anlamı konusunda sıradışı bir belirti, işaret olabilir. Burada geçerli olan, katolik hristiyanlar için genel olarak mucize konusunda genel olarak geçerli olan şeydir: Kilise tarihini inceleyen bir hristiyan, kabul edilmesinde en sıkı kriterler uygulansa da, geçmişte ve günümüzde mucizelerin olduğunu ve olabileceğini kabul eder

Genel Yorum

Hz.isa'nın çivi yaralarına verilen genel isim. aslında yunanca olan stigma kelimesinden çoğalıp, bir süre sonra stigmata halini almış. bazı insanlar kendilerinde bu izlerin olduğunu iddia eder. ancak bu ne kadar doğrudur bilinmez. ufak bir iki kimyasal karışımı ile kolayca bir stigmata izi yapılabilir. çok az tuz ruhunu ince bir şekilde derinize sürerek, yıkamadan orayı birkaç saat beklettiğiniz zaman; bir yara izi oluştuğunu görebilirsiniz. bir haç işareti çizin ve tuz ruhu derinizde kurusun. birkaç saat içinde haç işareti şeklinde bir iz olacaktır alın size stigmata. hatta bir jilet yardımı ile avuç içlerine ufak bir kesik atarsanız da olabilir.

işin diğer enterasan yönü, bir doktor herhangi bir insanın çarmıha gerildiği zaman, avuçlarının vücut ağırlığını kaldıramayacak olduğunu 1960'lar da mı ne ispatlıyor. 40 kiloluk bir insan çarmıha gerildiği zaman avuçlarına yaklaşık 95 kilogramlık bir ağırlık biniyor. bu da ellere aşırı baskı ve ağırlık gelmesinden, bir süre sonra insanın ellerinin kopmasına neden oluyormuş. hatta avuçlara binen ağırlık kolay bir şekilde hesaplanabiliyor. çarmıha gerilen insanın kollarının açısı, iki kosünüsle çarpılıp, vücut ağırlığına bölündüğü zaman; ortaya avuçlarına binen baskı hesaplanabiliyor.

bu olaydan sonra çarmıha gerilme işleminde, çivinin vucüt ağırlığını kaldırması için bileklere çakıldığı görüşü ortaya atıldı. hatta o zamana kadar avuçlarında yara izi olduğunu iddia eden sitgmatik vakalar azaldı. bunun yerine bileklerinde yara izi çıkanların sayısı arttı. vatikan şuana kadar çıkan stigmata davalarından sadece ikisini kabul etmiş durumda, ancak diğerleri için bir şey söylenmiyor. diğer ilginç bir konu ise, insan zihninin vücutta oynadığı oyun. eğer çok dindar biri bende hz.isa'nın izleri meydana gelecek diye kafaya takarsa, zihin bunu vücuda gönderip, vücut mekanizmasını harekete geçirerek, gerçekten izlerin ortaya çıkmasını sağlayabilir.

kısaca psikolojik olarak, zihnin vücudu etkileme imkanı varmış. aynen hasta olan bir insana, su enjekte edip hastalığının geçtiğine inandırmak gibi. hasta olduğunu sanan insan, aslında su olan aşının kendine iyi geldiğini farz ederek, iyileştiğini düşünüyor. otomatik olarak zihin hemen savunma mekanizmasını çalıştırıp, vucüdun iyileşmesini sağlıyor. birde stigmata'ya sahip olduğunu iddia eden insanlar ikiye ayrılmış. bazıları gerçekten bunu insanların dinine daha çok bağlanması için kullanırken ve herhangi bir para kazanma gütmeden, birşeyler yapıyor. ancak bazıları ise bunu sahtekarlık ve para için yapıyor.



Yazının kaynağı : http://www.oltulu.net
Oltulu - Sınırsız Bilgi Paylaşım Platformu