Eski Yunanca'da gökyüzü ne renkti?

 

 

 

 

 

 

 

Bronz. Eski Yunancada "mavi"yi karşılayan bir kelime yoktu.
En yakın kelimeler {glaukos ve kyanos), rengi tasvir etmekten ziyade, ışığın ve karanlığın göreli yoğunluğunu ifade etmek için kullanılırdı. Eski Yunan şairi Homeros, llyada ve Odysseia'nın tamamında sadece dört asıl
renkten bahsetmiştir: Bunlar kabaca siyah, beyaz, yeşilimtırak sarı (bal, özsu ve kan için kullanılır) ve morumsu kırmızıdır.
Homeros gökyüzüne "bronz" dediğinde, gökyüzünün "bronz renginde" olduğundan ziyade, onun tıpkı bir kalkanın parıltısı gibi, göz kamaştırıcı şekilde parlak olduğundan bahseder. Benzer bir yaklaşımla, şarap, deniz ve koyunun aynı renkte olduklarını düşünür.
Aristoteles yedi renk tonu saptadı; ona göre bunların hepsi siyah ve beyazdan türemişti, ama bunlar aslında rengin değil, parlaklığın dereceleriydi.
Yaklaşık 2500 yıl önceki eski bir Yunanla, NASA'nın 2006'daki gezgin robotlarının rengi aynı şekilde ele almaları ilginçtir.
Darwin'in izinden giden kuramcılar, ilk Yunanların retinalarının renkleri algılama yetisi geliştirmediğini ileri sürdüler. Ama günümüzde, onların nesneleri renge göre değil, niteliğe göre sınıflandırdıkları düşünülmektedir; böylece "sarı"yı ya da "açık yeşil"i belirtecek bir kelime gerçekten akışkan, taze ve canlı anlamına geliyor ve kanı, insan özsuyunu tasvir etmek için uygun düşüyordu.

Renksiz diller
Bu durum, düşündüğünüz kadar nadir değildir. Papua Yeni Gine'de, dünyanın başka herhangi bir yerinde olduğundan daha fazla dil vardır, ama bu dillerin birçoğunda, açık ile koyu rengi ayırt etmeyi bir kenara bırakın, renk için herhangi bir kelime bile yoktur.
Klasik Galcede "kahverengi", "gri", "mavi" ya da "yeşil" anlamına gelen bir kelime yoktur. Renk tayfı tamamen farklı bir şekilde bölümlenmiştir. Bir kelime (glas) yeşilin bir kısmını karşılarken, diğer bir kelime yeşilin kalan kısmını, mavinin ta-mamını ve grinin bir kısmını karşılar; üçüncü bir kelime, grinin kalanıyla kahverenginin çoğuna ya da bir kısmına karşılık gelir.
Modern Galcede glas kelimesi mavi anlamına gelir. Öte yandan Rusçada "mavi" için tek bir kelime yoktur: Goluboii ve sinii şeklindeki iki kelime genellikle "açık mavi" ve "koyu mavi" olarak çevrilir, ama Ruslara göre
bunlar aynı rengin değişik tonları olmaktan ziyade farklı renklerdir.
Bütün diller kendi renk terimlerini aynı şekilde geliştirir. Siyah ve beyazdan sonra adı geçen üçüncü renk daima kırmızıdır. Dördüncü ve beşinci renkler yeşil ve sarı (ikisinden biri önce yer alabilir), altıncı renk mavi ve yedinci renk kahverengidir. Galcede kahverengi anlamına gelen bir kelime hala yoktur.

 

 


Yazının kaynağı : http://www.oltulu.net
Oltulu - Sınırsız Bilgi Paylaşım Platformu