Sinekkapan Bitkisi Nasıl Çalışır?
Mühendisler, sinekkapan bitkisinin (Dionaea muscipula) saniyenin onda birinde kapanan yapraklarından esinlenerek hızla şekil değiştiren mikrolensler yaptı. Massachusetts Üniversitesi'nden yapılan açıklamaya göre, bu yeni teknoloji sayesinde ışık ve sıcaklığa göre değişen trafik işaretleri, renk değiştiren boyalar yapmak mümkün olabilecek. Sinekkapan, çanak benzeri yaprakları olan etçil bir bitki. Salgıladığı nektarın cazibesine kapılan hayvanlar yapraklarının içine giriyor. Yapraklar, yüzeylerindeki tüylere dokunulması sonucunda hızla kapanıyor. Öyle ki, saniyede 200 kere kanat çırpan, mükemmel manevra kabiliyetleri olan sinekler bile kapana kısılıyor. İyi ama sinekkapan bitkisinin kasları yok. Öyleyse, yaprakları nasıl bu kadar hızlı kapanabiliyor?
Araştırmalar, böcekkapan Venüs bitkisinde elektriksel bir sistemin varlığını kanıtlıyor. Bitkinin yaprağının her iki kanadında da bulunan üçgen şeklinde dizilmiş üçer tane tüyün, fiziksel uyarımları elektriksel uyarılara dönüştürebilme özelliği var. Tüyler, yeterince uyarıldığında, dipte kümelenmiş hücrelerin elektriksel özelliklerinde ani değişimler ortaya çıkıyor. Elektrik sinyalleri, bitkinin dokuları boyunca iletilerek büyük motor hücrelere ulaştırılıyor. Sinyaller, yaprağın iç tarafındaki hücrelerin zarlarının geçirgen hale gelmesini ve içlerindeki suyun birdenbire boşalmasını sağlıyor. Hidrolik basıncını kaybeden hücreler, delinmiş balonlar gibi sönünce, yaprak hızla kapanıyor. Bu ilk kapanışın ardından bitki, yaprağın yüzeyindeki algılayıcı bezler aracılığıyla avının adeta tadına bakıyor. Av protein içeriyorsa, tuzak daha sıkı kapanıyor. Tersi durumda ise, yavaş yavaş açılıyor.
Bir yaprak ölmeden önce, ancak üç dört kere tuzak görevi yapabiliyor. Bitkinin yapısı tuzakların gereksiz yere kapanmasını önlüyor. Sözgelimi, nektar salgılayan bezler yalnızca yaprak kenarlarında bulunuyor. Çok küçük böcekler tüylere dokunmadan da beslenebiliyor. Ayrıca tüylerden birine iki kez dokunulmazsa ya da iki ayrı tüye temas edilmezse tuzak kapanmıyor. Bitkinin bu şaşırtıcı özelliği nedeniyle, bir yağmur damlası sistemi çalıştıramıyor. Birinci dokunuştan sonraki yaklaşık yarım dakikalık sürede ikincisi gerçekleşmezse, sistem harekete geçmiyor.
Kapanma hızı nem miktarı, ışık, avın büyüklüğü ve genel yetişme koşulları gibi etkenlere bağlı olarak değişebiliyor. Bu hız aynı zamanda bitkinin sağlıklı olup olmadığının da bir göstergesi.
İçeride kalan avın kurtulma çabaları, daha çabuk sindirilmesini sağlıyor, çünkü hayvan kımıldadıkça, daha çok sindirim sıvısı salgılanıyor. Hayvanlar, boğularak veya ezilerek ölüyorlar. Birkaç gün süren sindirim ve soğurma işlemleri sonrasında, gövdelerinden, yalnızca kütiküla gibi sindirilemeyen sert kısımlar kalıyor Bunlar da dışarı atılıyor.
Yazının kaynağı : http://www.oltulu.net
Oltulu - Sınırsız Bilgi Paylaşım Platformu
|