Oltu Şura Hükümeti ve Yusuf Ziya Bey...

 

 

 

                     1881 yılında Oltu'da doğdu. Babası Oltu'nun ileri gelenlerinden Haşim Bey'in oğlu Tahir Bey'dir. Tahir Bey, Oltu Belediye Başkanlığında bulunmuştur. Dedesi Haşim Bey, 1853 Kırım Savaşı mücahitlerinden olup bu savaşta şehit olmuştur.
                    Yusuf Ziya Bey, ilkokulu Oltu'daki Rus Okulunda tamamladı. (Çünkü o tarihte Oltu, Rus işgalindeydi. Dini bilgileri Narman'da Oflu müderris Mahmud Efendi'den tahsil etti. Rusça ve Ermenice biliyordu.
Gençlik yıllarında Ruslara ücretli jandarma yazıldı. Ancak İslâm'a ve ahaliye yapılan baskılara karşı çıktı. Bu sebeple öldürüleceğini anlayınca istifa etti.
                     Yusuf Ziya Bey. 1917 yılında Oltuluların görevlendirmesiyle Kars Temyiz Mahkemesi üyeliğinde dokuz ay görev yaptı. Dönüşünde Oltu İslâm Komitesi kurucuları arasında yer aldı. Rus ve Ermenilere karşı halktan bir tabur milis kuvvet oluşturarak Oltu'yu müdafaa etti. Şehrin Ermenilerden temizlenmesinde önemli roller oynadı. Türk ordusu 25 Mart 1918'de Oltu'ya girdiği zaman 5. Kafkas Tümeni Komutanı Yarbay Mürsel Bey, Yusuf Ziya Bey'i 1200 kuruş maaşla Oltu Kaymakamlığına tayin etti.
                   1918 Ağustos'unda Elviye-i Selase temsilcileri ile birlikte Sultan Vahdettin'in tahta çıkışının kutlanmasına katılmak üzere İstanbul'a gitti. Hizmetlerinden ötürü Padişah tarafından Yece Mecidiye nişanıyla ödüllendirildi. Mondros Mütarekesinden sonra Ermenileri Oltu'ya sokmamak için canla-başla çalıştı. Bu arada Oltu Mal Müdürlüğü görevinde de bulundu.
                                                                                                                                    

                Kars'ta kurulan Cenub-i garb-i Kafkas Hükümeti sırasında Oltu Şûra Şubesi yönetiminde görev aldı. Bu hükümetin İngilizler tarafından dağıtılmasından sonra, Oltu ve çevresini bağımsız olarak tam bir yıl yöneten Oltu İslâm Şura Hükümeti’nin başkanlığını yaptı.
               17 Mayıs 1920'de, Oltu Türkiye'ye katılınca TBMM hükümeti Yusuf Ziya Bey'i, Oltu Mutasarrıflığına atadı. Bu görevinden 1921'de ayrılan Yusuf Ziya Bey, 14 Temmuz 1928'de Oltu'da vefat etti. Kendisini rahmetle anıyoruz.

 

 

 

 

Oltu'nun Sembol İsmi Yusuf Ziya Bey'e Osmanlı Padişahı Tarafından Verilen Üstün Hizmet Nişanının Aslı ve Türkçesi
Nişân-ı şerîf-i âlişân-ı sâmî-mekan-ı sultân-ı ve tuğra-yı garâ-yı cihân-sitân-ı hakanî hükmü oldur ki,                                                     

Oltu eşrafından iftihârül-emâcid ve'l-ekârim Ziya Bey,şebk eden hidemât-ı hasenesinden nâşî sezâvâr-ı telattufât-ı seniyye-i şahanem olduğuna binâen bi'l istîzân şeref-sâdır olan irâde-i seniyye-i mülûkânem mûcebince kendisine mecîdî nişân-ı zî-şânının üçüncü rütbesi i'tâ kılındığını mübeyyin işbu berât-ı âlîşânım ısdar olundu.Hurrire fi'l yevmi'l-hâmis ve'l-ışrîn min şehr-i Zilhicceti'ş-şerîfe li-sene sitte ve selâsin ve selâsemie ve elfBe-Makâm-ı Dârü'l-Hilâfeti'l-Aliyye

Özeti: Oltu ileri gelenlerinden Ziya Bey'in, üstün hizmetlerinden dolayı padişah tarafından üçüncü rütbe Mecidi Nişanı ile ödüllendirilmesi.
(Tarihi:25 Zilhicce 1336/1 Ekim 1918)

 

 


 

              

Oltu İslâm Komitesi
1917 Bolşevik ihtilali ile Ruslar çekilirken burasını Ermenilere bırakmış. 1917 Rus ihtilalinden sonra Oltu'nun yönetimi Ermeni Icra Komitesinin eline geçmistir.
Ruslar tarafindan Oltu'ya Ermeniler yerleştirilmiştir. Savaş yıllarında, Oltu'daki Rum ve Ermeniler'in gösterdikleri faaliyetler yerli Türk halkını kamçılamış, onlarda millî şuurun hızla yayılmasına sebep olmuştu. Bu arada "Baku İslâm Cemiyeti Hayriyyesi"nin Oltu'ya gönderdiği temsilciler, Müslüman ahaliyi şuurlandırmaya çalışıyorlardı.

Ayrıca Osmanlı ordularının çeşitli cephelerde uğradığı yenilgilerde Oltuluları kendi başlarının çaresine bakmaya yöneltiyordu. Bu ortam, Müslüman halkın çıkarlarını ve geleceğini korumak maksadıyla, "Baku İslâm Cemiyeti Hayriyyesi"nin Oltu temsilcisi İsmail Bey Nazaralioğlu başkanlığında, gizli bir "İslâm Komitesi" kuruldu. Komite çalışmalarını başarılı bir şekilde yürüterek; halkı kısa zamanda silahlandırdı. İslâm komitesi, Oltu'da idareyi ele geçirmek ve Ermeniler'in askerî üstünlüğüne son vermek için hazırladığı milis kuvvetleri ile harekete geçti. 27 Ocak 1918'de duruma hakim oldu.

Oltu'nun Kurtuluş Günü

Osmanlı Devleti, 3 Mart 1918'de Bolşevik Rusya ile imzaladığı Brest-Litowsk Antlaşması ile Doksanüç Harbi'nde kaybettiği yerleri geri almaya hak kazanmıştı. Bu nedenle Rus askerleri bölgeden çekilirken, meydanın kendilerine kalacağını zanneden Ermeniler, çevrede tüyler ürpertici cinayetler işlemeğe başladılar. Bu arada Türk Ordusu yukarıda adı geçen antlaşma gereği Erzurum üzerinden Oltu, Göle ve Ardahan'a kadar gitmek üzere harekete geçti.

Ermeni taşkınlıkları Oltu İslâm Komitesi'nin sabrını taşırmıştı. 12 Mart 1918'de toplanan komite Ermeniler'in derhal sınırdışı edilmesine karar verdi. Önce Ermeniler'e silahlarını bırakıp teslim olmaları teklif edildi. Bu teklifi reddeden bazı Ermeniler, özellikle şehir dışına çıkıp Cücürüs ve Tamrut tepelerinde savaş düzeninde mevzilendiler. Kısa bir çarpışmadan sonra bozguna uğrayan Ermeniler dağlara sığındı. Türkler tarafından, kendilerine dokunulmayacağına dair söz verilince silahları ile beraber teslim oldular. Bunun üzerine, İslâm Komitesi, Ermeniler'i sınır dışı ederek Oltu'yu Ermeniler'den temizlemiş oldu.

25 Mart 1918'de de Osmanlı Ordusu'nun 5. Kafkas Tümeni, Yarbay Mürsel Bey komutasında Oltu'ya girdi. Böylece Oltu halkı 40 yıllık bir ayrılıktan sonra, yeniden Türk Ordusu'na kavuşmanın heyecan ve sevinci içinde 25 Mart'ı kurtuluş günü ilan etti.

Oltu İslam Komitesi, bu tarihten sonra görevini orduya devrederek kendisini feshetti. Yarbay Mürsel Bey, Ardahan'a hareketinden önce, Yusuf Ziya Bey'i Oltu Kaymakamlığına tayin ettirdi.

Oltu ve Cenûbigarbi Kafkas Hükümeti

Birinci Dünya Savaşı'ndan yenilgi ile çıkan Osmanlı Devleti 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. Bu antlaşmanın II. ve 15. maddeleri gereğince henüz altı ay önce düşmandan kurtulmuş olan Oltu, yine Türk sınırları dışında bırakılıyordu. İngiltere'nin başını çektiği İtilaf Devletleri, Güneybatı Kafkasya ile birlikte Oltu'yu da Ermeniler'e bırakmak istiyordu.

Bu sırada ilk Müdafa-i Hukuk Teşkilatımız olarak 5 Kasım 1918'de Kars İslâm Şûrası kuruldu. Üçüncü Tümen Komutanı Halit Paşa'nın (deli unvanlı) yardımı ve yol göstermesi ile Ardahan, Kağızman, Ahıska, Artvin ile beraber Oltu'da da "Oltu İslâm Şûrası" adıyla bir şubesi açıldı. Yine Halit Paşa'nın himmetleriyle, Ardahan ve Kars'ta yapılan kongrelerde alınan kararlar gereği 18 Ocak 1919'da Kars merkez olmak üzere bölgedeki İslâm Şûraları "Cenûbigarbi Kafkas Hükümeti" ni kurdular. Bu, Mondros Ateşkes Antlaşmasının şartlarını uygulattırmamak, Kars, Ardahan, Batum ve çevresini müstakil olarak yönetmek için kurulmuştu. Cihangiroğlu İbrahim Bey başkanlığındaki hükümette, Oltu Temsilcisi Molla Bilal, sonradan Maliye Bakanı olmuştur. Yasin Haşimoğlu da başında bulunduğu askerî birlikte Kars tabyalarını savunma görevini üstlendi.

Fakat bu hükümetin varlığına tahammül edemeyen İngilizler, bölgeye Ermeniler'i getirmek için Kars'ı işgal ederek hükümeti dağıttılar (13 Nisan 1919). Bunun üzerine Oltu'lu üyelerden Molla Bilal, Asker Bey ve Haşimoğlu, Oltu'ya döndü.

Oltu İslâm Şûra Hükümeti (25 Mayıs 1919 -17 Mayıs 1920)

Cenûbigarbi Kafkas Hükümeti'nin İngilizler tarafından dağıtılmasından sonra Oltu'nun Kars'la ilişkisi kesilince, Oltu İslâm Şûrası; memleketi sonuna kadar savunma ve düşmana teslim etmeme kararı aldı. Bunun için de bağımsız "Oltu İslâm Şûra Hükümeti"ni kurdular (25 Mayıs 1919). Hükümet başkanlığına da Yusuf Ziya Bey getirildi.

Oltu İslâm Şûra Hükümeti, Karınca Düzü'nden Kaleboğazı'na, Artvin'den Bardız ve Narman yaylalarına kadar olan bölgede faaliyet gösteriyordu.

Oltulular bundan sonraki bir yıllık dönemde çok hareketli olaylar yaşadılar. Bir taraftan Ermeniler, bir taraftan Rumlar, diğer taraftan da onların koruyucusu İngilizler sürekli olarak Şûra Hükümeti'ne baskı yaptılar. Hükümeti yöneten Oltu İslâm Şûrası bu baskılara boyun eğmediği gibi, 12 Kasım 1919'da "Yüce Maksat Programı" nı tesbit ederek her tarafa ilan etti.

Bu programda; millî saadetin temini için bütün Müslümanların "Albayrak" altında birleşmeleri lazım geldiği, esas gayenin İslâm hakimiyetini yaşatmak olduğunu, Oltu'yu yüce halifelik makamına bağlamak için çalışılacağı, bölge halkını Rum, Ermeni ve Gürcü zulmünden kurtarmanın bir görev olduğu vurgulanıyordu. Yine bu programda İslâm Şûrası, "Oltu İslâm Terakki Fırkası" adım alıyor, bayrağı ve mührü tespit ediliyordu. 63 delege bu programa sadık kalacaklarına dair Kur'an-ı kerim üzerine yemin ederek imzaladılar.

11 Mart 1920'de Şûra Hükümeti, Yasin Haşimoğlu ile Rüstem Bey'i, İstanbul'daki Meclis-i Mebusan'a katılmak ve İtilaf Devletleri temsilcileri ile görüşmek üzere delege seçti. Hatta Avrupa Barış Konferansı'nda Oltu'yu temsil etmek üzere Yasin Haşimoğlu'na bir de vekalet verdiler. Ertesi günü Oltu'dan milletvekili olarak hareket eden bu şahıslar Erzurum'a geldiler. Daha buradan ayrılmadan 16 Mart 1920'de İstanbul'un işgal edildiğini ve Meclis-i Mebusan'ın dağıtıldığını öğrendiler. Bunun üzerine Erzurum'da Kâzım Karabekir Paşa ve "Vilayet-i Şarkiyye Müdafa-i Hukuk-i Milliye Cemiyeti" üyeleri ile görüşmeler yapıldıktan sonra İstanbul'a gidilmekten vazgeçildi. Rüstem Bey Oltu'ya döndü.

23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara'da açılınca, Oltu İslâm Şûra Hükümeti, Erzurum'da bekleyen Yasin Haşimoğlu'nun TBMM'ne katılmak üzere Ankara'ya hareket etmesini istedi. 17 Mayıs 1920'de Yasin Haşimoğlu TBMM'ne katıldı. TBMM kendisini Oltu Sancağı Milletvekili olarak kabul etti. Aynı oturumda Oltu'nun Anavatanla birleştiği alkışlarıyla ilan edildi. Böylece 13 aylık bağımsız Oltu Şura Hükümeti sona erdi.

Oltu İslâm Şûra Hükümeti Yönetimi

Yönetim ve Hukuk İşleri:

Onüç ay bağımsız görev yapan Oltu İslâm Şûra Hükümeti, bir başkan ve üyelerden kurulu idi. Hükümette görev alanlar, aynı zamanda Oltu İslâm Terakki Fırkası üyeleriydi. Yusuf Ziya Bey ilk hükümet başkanıdır.

Oltu'nun mülkî, askerî ve adlî teşkilatlan Mutasarrıflığa bağlıydı. Mutasarrıfın görev ve yetkileri, Şura Hükümeti'nin çıkardığı "Mahallî Nizamname" de belirtilmişti. Buna göre, hükümetin başkanı Oltu Sancağı mutasarrıfı sayılıp, iç ve dış politikada yetkiliydi. Karşılaştığı problemleri, emrindeki memur ve kumandanlarla görüşür ve çözerdi.

Hükümet hukuk işlerine ayrı bir önem verirdi. Osmanlı hukuk kuralları esas alınarak hareket edilirdi. Mahkeme heyeti bir başkan, iki üye, bir kadı ve bir zabit kâtibinden oluşurdu.

Asayiş işlerini Jandarma teşkilatı yürütürdü. Jandarmaların seçimi, kayıt ve kabullerini Mutasarrıfın tayin ettiği üç kişi Jandarma Genel Komutanı başkanlığında toplanarak yaparlardı. Her Jandarma erine bir silah ve bir de at verilirdi.

Şûra Hükümeti belirli günlerde toplanarak gündemindeki konulan görüşür ve karara bağlardı.

Eğitim ve Öğretim İşleri:

Hükümet eğitim ve öğretim işlerine de önemle eğilmişti. Daha hükümet kurulur kurulmaz Oltu'da İlkokul açılmıştır. Hükümet Başkanı üçbin kuruş maaş alırken, bu okuldaki öğretmen ikibinsekizyüz kuruş maaş alıyordu.

Okullarda Türkçe öğretim yapılıyordu. Oltu İlkokulunda, yetişkinleri aydınlatmak için belirli günlerde konferans ve müsamereler tertiplenirdi.

Askerlik İşleri:

Hükümet, askerlik işlerini düzenlemek amacıyla bir "Askere Alma Talimatı" çıkartmıştı. Bu talimata göre; babası sakat olan, evinde kendisinden başka çalışacak kimsesi olmayan gençler askere alınmayacaktı. Her aileden belirli sayıda asker alınırdı. Mecburi askerlik yaşı 18 ile35 yaşlar arasıydı.

Vergi ve Maliye İşleri:

Hükümet, vergi işlerini Maliye Memurluğu kanalıyla yürütürdü. İthalat ve İhracat işlerinden alınan vergilere Rüsumat Müdürlüğü bakardı. Bu maksatla bir de yönetmelik hazırlanmıştı. Vergiler halkı ezici miktarda değildi. İthal ve ihraç maddeleri ile esnaf, kahvehane ve ticaret için sınırdışına çıkanlardan vergiler alınırdı.
         


Yazının kaynağı : http://www.oltulu.net
Oltulu - Sınırsız Bilgi Paylaşım Platformu