Posta Güvercinleri Yollarını Nasıl Bulur ?

 

Posta Güvercinleri Yollarını Nasıl Bulur ?

Posta güvercinleri bir evin çatısına alıştırıldıklarında çok uzak mesafelerden serbest bırakılsalar, hatta serbest bırakıldıkları yer daha önceden hiç tanımadıkları bir bölge olsa bile, nasıl olup da her defasında yuvalarına hatasızca dönebilirler?

Bir insan bile daha önce hiç bulunmadığı bir yerden evine ulaşmak için mutlaka başkalarının yardımına ihtiyaç duyarken, bu konuda güvercinleri insanlardan üstün kılan özellik nedir?

Bilimsel adı Columba livia olan güvercinler, yüzyıllar boyunca güçlü yön bulma yetenekleri sayesinde insanlara hizmet etmişlerdir. Güvercinlerin, 1150 yılında Bağdat’ta mesaj iletme amaçlı kullanıldığı, dünyaca ünlü Reuters haber ajansının kurucusu Paul Reuter’in 1850’de Belçika’nın Brüksel kenti ile Almanya’nın Aachen kenti arasında, 45 güvercinden oluşan bir filo ile haber ve borsa tahvil fiyatlarını dağıttığı bilinmektedir. İşte bilim adamlarını bu canlıları incelemeye yönelten de bu özel yetenek olmuştur. On yıllar boyunca süren çalışmalar sonucunda güvercinlerin evlerinin yolunu tekrar nasıl bulabildikleri sorusunun cevabı, yakın zamanda yapılan araştırmalar sonucunda bulunmuş ve bu muhteşem canlıların manyetik alanları algılama yeteneğine sahip oldukları anlaşılmıştır. Üstelik güvercinleri her seferinde şaşmaz bir doğrulukla yuvalarına ulaştıran manyetik algılama sisteminin, bu kuşun birkaç cm boyutundaki gagasında saklı bulunduğu keşfedilmiştir.

Güvercin Gagasındaki Manyetik Konumlandırma Sistemi

Güvercinin gagası, Almanya Hamburg’da bulunan HASYLAB senkrotron (elektronları ışık hızına yakın bir hıza çıkan özel bir parçacık hızlandırıcı) laboratuvarlarında bilim adamları tarafından oldukça ayrıntılı bir biçimde incelenmiş, yapılan araştırmalarda şu sonuçlar elde edilmiştir:

Güvercinlerin üst gagasını kaplayan derinin duyusal sinir hücresine giden ince liflerinde (dendritlerinde) demir içeren maghemit ve manyetit parçacıklara sahip olduğu bulunmuştur.

Dendritler üç boyutlu ve oldukça kompleks bir yapıya sahiptir. Dünya’nın dış manyetik alanına çok duyarlı olan, özel yaratılmış bu alıcılar, manyetik alanda meydana gelen değişikliği üç bileşeni ile ayrı ayrı analiz ederek elde ettiği verilere göre yönlendirme yapar.

Bu biçimde Dünya’nın manyetik alanıyla etkileşim sağlayan manyetitli hücreler algıladığı verileri sinirlere iletir, sinirler ise bunları elektrik sinyallerine çevirerek beyne yorumlaması için gönderir.

İşte, güvercinin yapısındaki tüm sistemlerin birbiri ile, mükemmel bir uyum içinde çalışması sayesinde kuş binlerce kilometre uzaklıktaki evinin konumunu şaşmaz bir hesapla tayin edebilir. İnsanların, güvercinin ilk yaratıldığı günden beri sahip olduğu bu sistemin benzerini yapabilmeleri ise çok uzun süren
araştırmalar sonucunda mümkün olmuş ve üç eksenli manyetometreler (Manyetik momentleri ve manyetik alanların momentlerini ölçmeye, karşılaştırmaya yarayan aygıt) yapılabilmiştir.

Güvercinin Gagasındaki Mükemmel Detay

Bilim adamları güvercinin gagasını farklı ışık ve elektron mikroskopları altında incelemişlerdir. Yaptıkları araştırma sonucunda elde ettikleri bulgular mükemmel bir detayın varlığını ortaya koymuştur. Peki bilim adamlarını hayrete düşüren bu detaylar nelerdir?

Columba livia isimli posta güvercininin üst gagası 5 mikron (mikron, milimetrenin binde biri) çaplı ve süper mıknatıs özelliğine sahip manyetit (SPM) kristaller içerir.

Bu kristaller (SPM nanokristalleri) yaklaşık olarak 1-2 mikron çaplı demetler şeklinde toplanmışlardır.

Her manyetik SPM demeti, hücrenin yüzeyine açılan lif kutucuklarına gömülüdür ve bu kutucuklar sayesinde manyetik demetler hassas bir şekilde sinir liflerine yapışırlar.

Gaganın içinde, manyetik özellikleri olan demetlere ek olarak, ikinci bir inorganik yapı keşfedilmiştir: Bu, uzun bir sinir lifinin sonlandığı yerde bulunan nano kristal yapıdaki demir-fosfat tabakadır. (500 nm (nanometre) uzunluk ve genişlikte, en fazla 100 nm kalınlıktadır)

Sinir liflerinin ucunda bulunan bu demir-fosfat tabakaların anatomik özellikleri incelendiğinde, kuşların Düny’anın manyetik şiddetinde meydana gelen en küçük değişiklikleri bile hissetmelerini sağladıkları anlaşılmıştır.

Buraya kadar anlatılan ve insanın anlamakta dahi güçlük çektiği detaylar, güvercinin gagasına yerleştirilmiştir. Üstelik bunlar sadece buraya yerleştirilmekle kalmamış aynı zamanda birçok kompleks işlem sayesinde işlev de kazanmışlardır. Bu işlev o kadar hassastır ki sinir uçlarının anatomik
özellikleri Dünya’nın manyetik alanındaki en küçük şiddetteki değişiklikleri dahi ortaya çıkarabilecek niteliktedir.


Yazının kaynağı : http://www.oltulu.net
Oltulu - Sınırsız Bilgi Paylaşım Platformu