-

               
  v   Şiir Defteri
  v   Klipler/Videolar
  v   Resimler
  v   Müzik/MP3
  v   Yemek Tarifleri

Kullanıcı : Şifre : Güvenlik :508997 Hatırla : Gizli :

  Oltulu - Sınırsız Bilgi Paylaşım Platformu Forum || HER TELDEN YAZILAR
   Büyük İskender Kimdir

Oltulu
[Genel sorumlu]



Mesaj sayısı : 208
Giriş sayısı : 1339
Konu puanı : 0  Toplam P : 4
Konuya Puan ver
Üye bilgileri

Alexander III, İskender (BÜYÜK) ya da MAKEDONYALI İSKENDER olarak da bilinir (d. İÖ 356, Pella, Makedonya - ö. İÖ 13 Haziran 323, Babil), İÖ 336-323 yılları arasında Makedonya kralı ve tarihteki en büyük komutanlardan biri. Pers İmparatorluğunu yıkarak Yunanistandan Hindistana kadar uzanan büyük bir imparatorluk kurmuş, Eski Yunan uygarlığının Doğuya yayılmasında etkili olmuş ve efsanevi bir kahramana dönüşmüştür.
Gençliği ve tahta geçişi
II. Philippos ile Epeiros (Epir) kralı Neoptolemosun kızı Olympiasın oğlu olan İskender, 13-16 yaşlarında Aristotelesten aldığı derslerin etkisiyle felsefe, tıp ve bilime ilgi duydu. Babası II. Philipposun Byzantiona ( İstanbul) saldırdığı IO 340ta Makedonyayı yönetti ve bir Trak kabilesini yendi, iki yıl sonra II.Philipposun Yunanlılara karşı kazandığı Khaironeia Çarpışmasında ordunun sol kanadına komuta etti. Babasının annesini boşaması ve bir komutanının kızıyla evlenmesi üzerine annesiyle birlikte Epeirosa gittiyse de daha sonra babasıyla barıştı. II. Philipposun öldürülmesinin (İÖ 336) ardından komutanlarca kral ilan edildi. Öncelikle bütün olası hasım ve Resimler Sadece üyeler görebilir!.. Bu siteye kısıtlamasız erişmek ve daha sonraki sayfalarda bu uyarı ile karşılaşmamak için şimdi üye olunuz veya daha önce üye olduysanız yan taraftaki giriş panelini kullanarak giriş yapınız. British Museum''daki büstü">rakiplerini öldürttü. Babasının sağlığında Asya seferini gerçekleştirmek üzere oluşturulan, Korinthostaki Helen Birliği synhedrionda (meclis) bu birliğin hegemonu ve başkomutanı seçildi. Delphoi üzerinden Makedonyaya dönerken İÖ 335 ilkbaharında Trakyaya girdi. Şipka Geçidini aşarak Triballileri (Triballoi) ezdikten sonra Tunanın öbür yakasına geçerek Getaları dağıttı. Ardından batıya dönerek Makedonyayı istila etmiş olan Hyrialıları yendi. Bu sırada öldüğüne ilişkin söylentiler üzerine Thebai ve Atinada ayaklanma patlak verdi. Bu ayaklanmanın ardında hem yeni Pers kralı III. Dareios un mali desteği, hem de Demosthenesin çabalan yatıyordu. Askerlerini günde 30 km gibi o çağa göre çok yüksek bir hızla ilerleterek Yunanistana giren İskender, tar pınaklar ve şair Pindarosun evi dışında bütün Thebaiyi yerle bir etti. Yaklaşık 6 bin kişinin öldürüldüğü, sağ kalanların köle olarak satıldığı bu sindirme hareketi sonunda bütün Yunan devletleri Makedonya üstünlüğüne boyun eğdi. . Asyanın fethi. Tahta çıkışından beri Pers İmparatorluğunu ele geçirmeyi tasarlayan Büyük İskender, II. Philipposun kurduğu orduyu beslemek ve 500 talente ulaşan borçları ödemek için gerekli kaynakları bulma düşüncesiyle hemen sefer hazırlıklarına girişti. Kral naibi olarak yönetimi Anti-patrosa bıraktıktan sonra İÖ 334 ilkbaharında toplam 30 bin piyade ve 5 binin üzerinde süvariden oluşan ordusuyla yola çıktı. Bu ordunun içinde 14 bin Makedonyalı ve Helen Birliğine bağlı 7 bin asker yer alıyordu. Silah ve güç dağılımı açısından çok iyi düzenlenen orduya mühendis, mimar, bilim adamı, saray görevlisi ve tarihçiler de eşlik ediyordu.

Homerostan aldığı esinle önce İlionu ( Troya) ziyaret ederek Akhilleusun mezarına çelenk koyan İskender, Pers ordularıyla ilk kez Granikos Çarpışmasında karşı karşıya geldi. Bu çarpışmada elde ettiği zafer ona Batı Anadolunun kapılanın açtı. Yunanistanda izlediği politikanın tersine, tiranları sürerek demokrasilerin kurulmasına ön ayak oldu. Ama kentleri fiilen kendisine bağlama yoluna gitti. Karyadaki Miletos (Milet) ve Halikarnassos ( Bodrum) kentlerinin direnişini kırarak yöneticilerini teslim olmaya zorladı.

İÖ 334-333 kışında Batı Anadolunun fethini tamamladıktan sonra, İÖ 333 ilkbaharında Akdeniz kıyı yolunu izleyerek Pergeye ulaştı. Söylenceye göre Frigyadan geçerken, Asyaya hükmedecek kişinin çözebileceğine inanılan Gordion düğümünü kesti. Gordiondan Ankyraya (Ankara) yöneldi, oradan da Kapadokya ve Kilikya Kapıları (Kilikiai pylai; bugün Gülek Boğazı) üzerinden güneye indi. Myriandros (bugün İskenderun yakınında) dolayında kamp kurduğunda, Pers hükümdarı III. Dareios da Pinaros Çayı (bugün Deliçay) kıyısında savaş düzeni almış bulunuyordu. Bu karşılaşmayı izleyen İssos Çarpışması (IÖ 333 sonbaharı) sonunda Dareios kesin bir yenilgiye uğradı ve ailesini savaş alanında bırakarak kaçtı.

İskender bu zaferden sonra Suriye ve Fenikeye doğru ilerledi. Amacı Fenike kıyılarını fethederek Pers donanmasını üssüz bırakmak ve etkisizleştirmekti. Dareios un barış önerisine karşı, kendisini Asyanın efendisi olarak tanımasını ve koşulsuz teslim olmasını istedi. Başlangıçta Pers kentlerini kolayca ele geçirmesine karşın, Tyros (bugün Sur) önünde sert bir direnişle karşılaştı. Uyguladığı bütün kuşatma taktiklerine karşın, bu müstahkem ada kenti yedi ay boyunca başarıyla saldırılara karşı koydu. Kuşatma sürerken Dareios, ailesi için fidye olarak 10 bin talent ödemeyi ve Fırat Irmağının batısında kalan topraklan bırakmayı önerdi. Bu olayla ilgili olarak, İskenderun komutanı Parmenionun "İskenderin yerinde olsam kabul ederdim" dediği, buna karşılık İskenderin de "Parmenion olsaydım, ben de kabul ederdim" biçiminde bir karşılık verdiği anlatılır.

Tyros şiddetli saldırılara daha fazla direne-meyeîek İÖ Temmuz 332de düştü. İskenderin en büyük askeri başansı sayılan bu harekâta geniş çaplı bir yağma da eşlik etti. Kentin bütün erkekleri öldürüldü, kadın ve çocukları da köle olarak satıldı. Suriyeyi Parmaniona bırakarak güneye ilerleyen İskender, Gazada (Gazze) iki ay süren direnişe son verdikten sonra İÖ Kasım 332de Mısıra girdi ve halk tarafından kurtarıcı olarak karşılandı. Memphiste (Memfis) kutsal Apise kurbanlar keserek firavunların geleneksel çifte tacını giydi. Kışı Mısırda yönetimi düzenlemekle geçirdi. Mısırlı yöneticiler atamakla birlikte, orduyu Makedonyalıların komutasında tuttu. Günümüzde iskenderiye olarak anılan Alexandreia kentini kurdurdu. Bazı kaynaklara göre Nilin taşmasının nedenlerini araştırmak üzere bir keşif grubunu görevlendirdi. Bu arada Amon Tapınağı (Ammoneion) ve kâhininin bulunduğu Siva Vahasına sonradan çeşitli söylencelerle süslenen çetin bir yolculuk yaptı. Tanrı Zeusun oğlu olduğuna ilişkin söylence de bu tapmakta Asya seferinin geleceği konusunda Tanrı Amonla görüştüğü ve aldığı yanıtı kimseye söylemediği yolundaki kayıtlara dayanır. Mısırın fethiyle Doğu Akdenizde kesin denetimi sağlayan İskender, İÖ 331 ilkbaharında Tyrosa döndü. Suriyeye Makedonyalı bir satrap atadıktan sonra Mezopotamya ya ilerledi ve temmuzda Fırat kıyısındaki Thapsakosa vardı. Niniveyle Arbela (Erbil) arasındaki Gaugamela Ovasında Dareiosla yeniden karşı karşıya geldi ve onu bir kez daha yenerek kaçmaya zorladı (bak. Gaugamela Savaşı). Güneye inerek Babili aldı ve Mazaios adında bir Persi satrap olarak atadı. Ardından Susaya girdi ve Zagros Dağlarını aşarak İran içlerine yöneldi. Persepoliste I. Kserksesin sarayını törenle yaktı. Kserksesin Yunanistanda yaptıklarına karşı bir misilleme olan bu hareketle aynı zamanda "öç seferi"nin sona erdiğini gösterdi. İÖ 330 ilkbaharında Media ya girerek başkent Ekbatanayı aldıktan sonra, Yunanlı askerlerin geri dönmesine izin verdi.Pers topraklarını içine alan yeni bir imparatorluk kurmayı ve "Asyanın efendisi" olmayı amaçlayan İskender, daha doğudaki toprakları ele geçirmeye yönelik yeni bir sefer başlattı. Kısa sürede yerel satraplara boyun eğdirerek Hazar kıyılarına, oradan da Afganistan içlerine ulaştı. Bu fetihler sırasında Makedonyalı ve Pers bileşimine dayalı yeni bir yönetim sistemi oluşturduğundan, eski komutanlarıyla baş-gösteren anlaşmazlıktan giderek derinleşti. Kendisine suikast girişimiyle suçladığı Parmenionla oğlunu ortadan kaldırarak ordusunu yeni baştan düzenledi. İÖ 330-329 kışında Helmand Irmağını izleyerek kuzeye doğru iler
ledi. Bu sırada Baktriane satrabı Bessusun genel bir ayaklanma başlatması üzerine, Hindukuş Dağlarını aşarak karışıklıklara son verdi. Bu harekâtı yürütürken Siriderya ya kadar ilerledi ve burada İskitlerin sert direnişiyle karşılaştı. Başka göçebe halkların da ayaklanmasıyla büyük güçlükler çıkaran bu direnişi ancak İÖ 328 sonbaharında bastırabildi.

Davranışlarıyla giderek bir Doğu despotuna dönüşen İskender, Pers hükümdarları gibi giyinmeye ve proskynesis (hükümdar karşısında yere kapanarak selamlama) uygulaması gibi Pers geleneklerini benimsemeye başladı. Bu arada Baktriane prenseslerinden Roksaneyle evlendi. Kendini tanrılaştırmaya giriştiyse de, Makedonyalılar ve Yunanlılarca alaya alınınca bundan vazgeçmek zorunda kaldı. Bir komploya karıştığı gerekçesiyle tarihçi Kallisthenesi hapse attırması bilgin ve filozoflar arasındaki desteğini yitirmesine neden oldu.


Hindistanın fethi
Fethettiği ülke halklarından yeni askerler toplayarak engebeli arazide savaşma yeteneğine ..sahip yeni bir ordu oluşturan İskender, İÖ 327 yazında Hindistan üzerine yürümek amacıyla Bak-trianeden ayrıldı. Daha hafif silahlar kullanan piyade birliklerinin yanı sıra ok ve mızrak kullanan süvari birliklerinin yer aldığı bu ordunun asıl savaşçı gücü 35 bin askerden oluşuyordu. Plutarkhosun bu ordu için yerdiği 120 bin rakamının yedek kuvvetleri, katır ve deve sürücülerini, sağlık görevlilerini, seyyar satıcıları, askerleri eğlendirmekle görevli gösteri gruplarını, kadın ve çocukları da kapsadığı sanılmaktadır. Hindukuş Dağlarını ikinci kez geçen İskender, İÖ 326 baharında İndus Irmağı yakınındaki Taksilaya (bugün Takshaşila) girdi. Hydaspes (bugün Cihelum) ile Akesines (bugün Çhenab) ırmakları arasındaki bölgenin hükümdarı Porosu, Hydaspes Çarpışmasında yenilgiye uğrattı. Başarısını kutlamak üzere Aleksandreia Nikaia kentini, ayrıca burada ölen atı Boukephalosun adını verdiği Bukephala (Boukephalia) kentini kurdu. Asyanın doğusuna doğru yoluna devam etmek için Hyphasis (Beas) Irmağına kadar gitmesine karşın, ordusunun ayaklanmak üzere olduğunu görerek geri dönmeye karar verdi.

Hydaspes Irmağı kıyısında 800-1.000 gemiden oluşan bir donanma kurduktan sonra bazı birlikleri karadan yürüterek İndus Ir-maj
ı boyunca Hint Okyanusuna kadar ilerledi. Bu arada Hydroates (Ravi) Irmağı yakınlarında Mallilerle girişilen çarpışmada ağır biçimde yaralandı. İÖ Ağustos 325te İndus Deltasının ağzındaki Patalaya vardı; burada bir liman ve tersane yaptırdı. Dönüş yolculuğu için ordusunun bir bölümü Ne-arkhosun komutasındaki gemilerle İÖ Eylül 325te denize açılırken, kendisi de kıyıyı izleyerek yiyecek sıkıntısı içinde ve çok zor koşullarda Gedrpsiayı (bugün Belucistan) geçti.
İmparatorluğun güçlendirilmesi
Daha Hindistan seferine başlamadan yönetimde kanlı temizlik hareketlerini başlatan İskender, yokluğu sırasında da "bu politikayı sürdürerek satraplarından üçte birini değiştirmiş, altısını öldürtmüştü. IÖ 324 ilkbaharında Susaya vardığında hazine görevlisi Harpalosun 6 bin paralı asker ve 5 bin talentle Yunanistana kaçtığını öğrendi (Harpalos daha sonra Giritte öldürüldü). Makedonyalılarla Persleri kaynaştırma politikasına daha çok ağırlık verdiği bu dönemde, Dareiosun kızı Barsineyle (Stateira olarak da bilinir) evlendi ve komutanlarıyla askerlerini de aynı yolu izlemeye özendirdi. Ama Perslerin ordu ve yönetimde giderek eşit bir konuma yükselmesi Makedonyahla-nn tepkisini çekmeye başladı. Makedonyada askeri eğitim gören 30 bin Persli gencin dönüşü, Baktriane, Sogdiana ve Arakhosia gibi Doğu ülkelerinden gelenlerin süvari birliğine, ayrıca Pers soylularının kraliyet muhafız birliğine alınmaları bu hoşnutsuzluğu daha da artırdı. İskenderin Makedonyalı eski askerleri ülkeye geri göndermeye karar vermesi, imparatorluğun güç ve yönetim merkezini Asyaya kaydırmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirildi. 10 324te Gpiste çıkan ayaklanmaya kraliyet muhafızları dışında bütün ordu katıldı. Bunun üzerine iskender bütün orduyu dağıtarak Perslerden yeni bir ordu kurdu ve ayaklanmanın sona ermesinden sonra 10 bin eski askeri armağanlarla yurda gönderdi.

Kendisine tanrısal onurlar yakıştıran ve bunu Yunan kentlerine zorla kabul ettiren İskender, İÖ 324 kışında Luristanda yerel halka yönelik sert bir sindirme hareketine girişti. İlkbaharda Babile geçerek bir bölümü uzak ülkelerden gelen elçileri kabul etti. Bu arada Hindistanla deniz bağlantısını sağlamak için Arabistan kıyılarına yönelik bir sefer için hazırlıklara başladı. Ayrıca Hazar Denizinin ötesine bir keşif birliği gönderdi. Babilde sulama kanalları yaptırmayı ve İran Körfezi kıyılarında yeni kentler kurmayı planladığı bir sırada, uzun bir içkili eğlencenin ardından hastalandı ve on gün sonra daha 33 yaşındayken öldü. Cenazesi önce Memphise, oradan İskenderiyeye götürüldü ve burada altın bir tabuta kondu.

Bağlantı adresi Sadece üyeler görebilir!.. Bu siteye kısıtlamasız erişmek ve daha sonraki sayfalarda bu uyarı ile karşılaşmamak için şimdi üye olunuz veya daha önce üye olduysanız yan taraftaki giriş panelini kullanarak giriş yapınız.

Bağlantı adresi Sadece üyeler görebilir!.. Bu siteye kısıtlamasız erişmek ve daha sonraki sayfalarda bu uyarı ile karşılaşmamak için şimdi üye olunuz veya daha önce üye olduysanız yan taraftaki giriş panelini kullanarak giriş yapınız.

Tahtın vârisi belirlenmemiş olduğundan, İskenderin komutanları II. Philipposun geri zekâlı oğlu Philippos Arrhidaios ile iskenderin ölümünden sonra Roksaneden doğan oğlu IV. İskenderi kral seçerek satraplıklan aralarında paylaştırdılar. Daha sonra iki kral da öldürüldü ve satraplıklar zamanla bağımsız krallıklara dönüştü.
Değerlendirme
Genç yaşta ölmesine karşın 12 yıl 8 ay süren hükümdarlık dönemine büyük çaplı seferleri sığdıran İskenderin kurduğu geniş imparatorluk temelde Perslerden kalma yönetim sistemine dayanıyordu. Bununla birlikte yerel satraplara bağlı olmayan tahsildarlardan oluşan merkezî bir vergi toplama mekanizması kurarak yeni bir mali sistemin temelini attığı bilinmektedir. Görevlilerin yolsuzlukları ve yiyiciliği nedeniyle bu sistemi iyi işletememekle birlikte, sikke çıkarma hakkım tekeline alarak ve Pers hazinelerinde birikmiş gümüş ve altını para biçiminde piyasaya sürerek bütün Önasyada ve Akdenizde ticaret ve para ekonomisini geliştirdiği söylenebilir.

Öte yandan İskenderin yeni kentler kurması (Plutarkhos bu kentlerin sayısının 70in üzerinde olduğunu söyler) Yunan yayılmasında yeni bir dönem açtı. Askeri birer üs olarak kurulan, ama zamanla birer kültür ve ticaret merkezine dönüşen bu kentler Eski Yunan etkisinin Hindistana kadar yayılmasında önemli rol oynadı. Bu arada Pers-Makedonyah karışımıyla yeni bir ırk yaratma girişimi sonuçsuz kaldıysa da, Yunan kültürüne yatkın, ama Doğuya özgü yeni bir soylu sınıfı ortaya çıktı.

Kendisini ve askerlerini en güç işlere yöneltmeyi başaran güçlü bir irade ve yetenekle esnek bir düşünce yapısını birleştiren İskender, koşullar gerektirdiğinde geri çekilmeyi ve değişiklikler yapmayı bilen bir kişiydi. Düş gücü ve romantizmi kendisini Herakles, Akhilleus ve Dionysos gibi kahramanlarla özdeşleştirmesine yol açacak ölçüde güçlüydü. Çabuk öfkelenme, acımasızlık ve inatçılık gibi özellikleri uzun seferlerde daha çok ortaya çıkıyordu. Güvenmediği kişileri hiç sorgulamadan öldürmekten çekinmemesine karşın, adamları onun peşinden gidiyor, ona bağlı kalıyor ve güçlüklere katlanıyordu.

Dünyanın en büyük askeri dehaları arasında sayılan İskender, değişik kuvvetleri bir arada kullanmada ve düşmanın yeni savaş biçimlerine yeni taktiklerle karşı koymada son derece ustaydı. Yaratıcılığıyla, savaşın sonucunu belirleyecek fırsatları değerlerdir-meyi çok iyi bilirdi.

İskenderin kısa süren hükümdarlığı, Avrupa ve Asya tarihi açısından önemli bir dönüm noktası sayılır. Seferleri ve bilimsel araştırmalara merakı, coğrafya ve doğa tarihi gibi konulardaki bilgilerin gelişmesine katkıda bulunmuş, ayrıca büyük uygarlık merkezlerinin geliştirdiği bilgi birikiminin ortak bir potada kaynaşmasına zemin hazırlamıştır. Siyasal açıdan olmasa bile, ekonomik ve kültürel açıdan Cebelitarıktan Pen-capa uzanan, ticarete ve toplumsal ilişkilere açık bir imparatorluk kurduğu ve ortak sayılabilecek bir uygarlığa ve bir lingua franca olarak Yunan koine lehçesine dayalı yeni bir dünya yarattığı söylenebilir


--------------------

 

       Aradığınız "BİLGİ" İse; Oltulu.com Size Yeter...

 

 

05.08.2010 11:11:27
                               Oy : 0-Puan : 0

     

Forum son 5 K. & Benzer K.
Açan
Forum istatistikleri
Büyük İskender Kimdir..
Oltulu
Forumdaki 1 Kategoride 3 Forum var, Bu forumlara açılan 206 Konuya 8 Cevap yazıldı..
Üye :  Konuk : 37 Toplam : 37 Rekor :
Aktif Üyeler  Aktif üye yok..
Genel Sorumlu - Yönetici - Forum Yöneticisi - Editör - VIP Üye
İyiki Doğdunuz Nice yıllara.. Bugün Doğan yok!

: 0,06